TEKİRDAĞ EĞİTİM VE TARİHİNE KISA BİR BAKIŞ -11-
* Her vilayette bir “sultani” açılması, daha 1869 Maarif Nizamnamesi’nde öngörülmüş ama gerçekleştirilmemişti.2.Abdülhamit döneminde okullaşma taşra vilayetlerine kadar yayılmıştır.
*Tanzimat’tan önce medreseler için hoca ihtiyacı kendi içlerinden karşılanırdı. Rüştiyelerin açılması ile birlikte, okul sayısının artması öğretmen yetiştirmeyi zorunlu hale getirince 1847’den itibaren mektepleri açılmaya başlandı. Bir süre sonra 1862’de sıbyan mektepleri için “Darülmuallimin-i Sıbyan” açıldı.
* Darüleytamlar(Yetimler Okulu)1.Dünya savaşı sırasında kötü koşullar sonucunda, yokluk ve sefalet içinde öksüz kalan çocukları barındırmak ve eğitmek amacıyla kuruldu.
*Sıbyan mekteplerinin yerini alan iptidai mektepleri, bir süre vakiflar tarafından yönetildikten sonra Maarif Nezareti’ne devredildi. 2 Abdülhamit döneminde bunların yönetimi mahalle muhtarı ve imamı ile ahaliden seçilenlerden oluşan meclisler tarafından yürütülmeye ve bu iş için halktan vergi alınmaya başlandı.
* Kız çocuklarına ilköğretim zorunluluğu 1869’daki Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile getirildi. 1870’de ise Darülmuallimat’ın (kız öğretmen okulu) kurulması Osmanlı imparatorluğunda kadının toplumdaki yeri açısından çok önemliydi.
* Cumhuriyet ilan edildiği sırada Türkiye de 23 resmi lise vardı. 1930’lara doğru Türkiye genelinde toplam lise ve ortaokul sayısı 66’ya ulaştı.
* Millet Mekteplerinin açıldığı 1929 yılı içinde 199.544’ü kadın olmak üzere toplam 597.010 kişi kurslardan diploma aldı.
*1930’larda özel yayınevlerinin bastığı kitaplar, pedagojik olarak Maarif Vekâleti’nin bastığı kitaplarla eşdeğer düzeydeydi. Ders kitapları gerek düzenleme gerekse kapak tasarımı bakımından dönemine göre oldukça gelişmiş bir estetiğe sahipti. 1930’ların bazı ders kitapları 1930’ların sonuna doğru tüm ülkede 63 vilayette toplam 42 lise bulunmaktaydı.
Yazı ve Fotoğraflar: Sezai KURT – Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
TEKİRDAĞ EĞİTİM TARİHİNE KISA BİR BAKIŞ
Eğitim, milletlerin oluşumunda, gelişmelerinde ve hayatlarını devam ettirmelerinde temel unsurdur.
Bilim ve teknolojide ortaya çıkan akıllara durgunluk verici ilerleme ve gelişmeler insanlığa yeni ufuklar açmaktadır.
Çağımızda sağlanan ilerlemelerin, yaşanan önemli gelişmelerin hep eğitim sayesinde sağlanmış olduğunu biliyoruz.
Cumhuriyetimizin temelinin atıldığı 1920’li yıllardan, Cumhuriyetimizin 95’li yıllarına yani bugünlere değin Türkiye’de olduğu gibi TEKİRDAĞ’da da eğitim alanında çok büyük gelişmeler sağlanmıştır. Bunu şüphesiz büyük ATATÜRK’e , O’nun çağdaş BÜYÜK TÜRKİYE idealine borçlu olduğumuzu ortaya koymak durumundayız.
CUMHURİYET ÖNCESİ TEKİRDAĞ’DA EĞİTİM
Tekirdağ 27 Eylül 1357 Perşembe günü Gazi Süleyman Paşa’nın erleri tarafından fethedilmiştir. 658 yıldan bu yana “ Türk Yurdu’’ olan İlimiz de Türk nüfusu iskan edildikçe daha o günden itibaren eğitim kurumlarının açıldığı bir gerçektir. Elimizde bu konuda belge olmamakla birlikte, Osmanlılar zamanında yapılan her caminin yanına ya bir sıbyan okulu ya da bir medrese inşa edilmektedir. Camiler ve medreseler vakıflarla da desteklenerek bunların kalıcı birer müsese olmaları sağlanırdı.
Osmanlılarda 4-6 yaş arasındaki kız ve erkek çocukların okuduğu okullara “SIBYAN MEKTEPLERİ’’ denir. Sıbyan mekteplerinin çoğu cami yanlarında taş binalar olduğu için bunlara halk arasında “Taş Mektep’’ denir ve de resmi olarak “sibyan mekteplerine’’ “mektep’’, “mektebi sıbyan’’, “mektephane’’ ve her mahallede bulunduğu için “mahalle mektepleri’’ adı verilirdi.
Medrese’nin bugünkü ortaokul, lise ve üniversite seviyesine tekabül eden kısımları vardı. Osmanlılarda yeni şehirler fethedildikçe buralarda yaşayan insanlar ve buralara yerleştirilecek halk için yeni eğitim kurumları gerekiyordu. Bunlar için de fetihte ele geçen birçok önemli yapılardan uygun olanları gerekli ek ve düzenlemelerde vakıf şeklinde medreselere dönüştürülüyordu.