TEKİRDAĞ EĞİTİM VE TARİHİNE KISA BİR BAKIŞ -4-
Anadolu’da ilk büyük medreseler 12.yy’ın ikinci yarısında açılmaya başlandı. Konya’da: Altun Aba, Sultaniye, Sırçalı, İnce minareli, Karatay, Atabekiyye, Kayseri’de: Çifte minareli, Ankara’da: İzzeddin Keykâvus medreseleri bunlardandı.
Bu medreselerin her biri sultanların, sultanların eşlerinin ya da sadrazamlarının bizzat destekledikleri, kurdukları vakıflar aracılığıyla hizmet veriyordu.
Anadolu’da ve Balkanlarda kurulan tekkeler gerek şehir merkezlerinde gerekse de küçük yerleşim birimlerinde halkın, özellikle esnafın bir şekilde eğitimine katkıda bulunuyordu.
Osmanlı coğrafyasında, hem en yaygın hem en basit hem de en eski kurumlar olan “MEKTEPLER” vardı. Bunlara sonraları “SIBYAN MEKTEBİ, MAHALLE MEKTEBİ” de denilmiştir. “Hoca” ve “mektep” sözcükleri, Türklerin Anadolu’ya yerleştikleri yıllardan beri bilindiğine göre, bu eski kavramları Anadolu’nun daha önceki eğitim gelenekleriyle ilgilendirmemiz gerekir.
Bu okullarda ders veren öğretmenle ya da verilen dersle yönetimin bir ilgisi yoktu. Öğrenciyi seçmek, yaş ortalamasını belirlemek, programı düzenlemek hocanın göreviydi.
Mahalle mektepleri köyde, kasabada, kentte açılan birer okul olmaktan çok “hoca” sıfatı yakıştırılan kişilerin öncelikle “Kur’an” okumayı ve ibadet yöntemlerini öğrettikleri tek odalı mekânlardı.
5-6 yaşlarındaki kız ve erkek çocuklar, mahalle mekteplerine ailelerince verilir ve Kur’an öğreninceye kadar devamları sağlanırdı.
Sınıf geçme esasına dayanmayan bu okullarda öğrenciler 11-12 yaşına kadar öğretime devam ederlerdi. Şehir ve kasabalarda âmin alayları düzenlenerek çocuklar bir merasimle okullara alıştırılırdı.
Camilerin, mescitlerin hemen bitişiğindeki bu dersliklere “mektep”, muallimhane, darü’t talim, mektephane deniyor; Hocalar aylıklarını vakıf sandıklarından alıyorlar veya öğrenci aileleri para ve hediye göndererek hocanın geçimini sağlıyorlardı.
Mahalle mektepleri için herhangi bir program yoktu. En ciddi öğretim; elifba, Kur’an, ilmihal, yazı ve hesaptan öteye geçmezdi. Eğitimin ilkeleri bilinmiyor, öğretim metodlarına başvurulmuyordu.