BİRÇOBANIN İLİM VE İRFANI 27
Osman konferansının son gününde ve insanları ilgilendiren etkili konuşmalarla devam ediyor. Ey insanlar şifalı elleriyle sizlere hizmet eden hastalıklarınıza şifa olmaya çalışan sağlık çalışanlara karşı saygı ve sevgiyle minnettar olduğunuzu unutmayın kadınlara şiddet uygulamayı kesinlikle düşünmeyin. Komşu komşunun külüne muhtaçtır sözünü unutmayın kendi malınızı nasıl koruyorsanız komşularınızın mallarını korumak ve kollamak insanlık görevidir.
Ülkemizin selameti için devletimizi devamı için vatandaşlık görevlerimizi unutmayalım. Vatan millettir millet vatandır vatan varsa millette vardır vatanımızın bayrağımızın bekçisi olduğumuzu unut mayalım.
Önceki konferans bölümlerinde güneş sistemini anlatmıştım evet güneş olmasaydı hayat olmazdı su olmazsa hayat olmaz dedik yer yüzünde sayısı belli olmayan nebatat ve şifalı bitkiler güneş ve suyun varlığı ile hayat bulmuştur. Güneş sisteminin sahibinin ALLAH olduğunu unutmayalım.
Kainatı insanlık alemini insanlara çeşit çeşit nimetler veren ALLAHIN varlığına inanın ve inkara kalkışmayın var olan gerçekleri inkar eden kendisini de inkar etmiş olur.
Sokak hayvanlarına ve evcil hayvanlara işkence ve şiddet uygulamayın geçim sıkıntısı çeken insanlara imkanlarınız dahilinde yardımda bulununuz bu bir insanlık görevidir.
Sakın ve sakın kimselere iftira atıp dedikodusunu yapmayalım kimsenin gıybetini yapmayalım nasıl ki ateş odunu yakıp bitiyor iftira dedikodu gıybet ise Salih amelinizi yakıp bitirir.
Eyer avcı iseniz av kurallarının dışına çıkmayın yavrulama döneminde ve yavrulu hayvanları öldürmeyin nesiniz için hiçbir cana kıymayın av ihtiyaç varsa helaldir.
Değerli misafirler evet ben çok yoksul bir ailenin çocuğu olarak çobanlık yaptım otardığım hayvanların dertlerine ortak oldum merada kırlarda koyun otarırken yetişmiş ve boynunu bükmüş adeta zikir ediyorlar ağaç dallarında yeni açan tomurcuklar bir bebeğin gülümsediğini hatırlatıyor. Ön sıralarda oturan Nergiz ve babası Osman son cümleleri anlatırken Nergiz’in ağladığını gören Süleyman ağa kızına haklısın kızım Osman’ın ve senin değerini şimdi anladım kızımın yanlış yapmayacağına inandım ve Osman a yaptıklarımdan dolayı ikinizden de özür diliyorum deyice Nergiz babasını boynuna sarılarak yüksek sesle ağlamaya başladı ve konferans salonundaki misafirler ayakta alkışlamaya başladılar.
Osman özür dileyerek salonda beş dakika ayrıldı ve beş dakikanın sonunda Osman sırtında çoban kepeneği boynunda ekmek çantası ve elinde sopasıyla salona girer ve derki saygı değer misafirlerim işte ben buyum ben halen çobanım çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitim çobanıyım. Ve Süleyman ağa ayağa kalkarak Osman’ın yanına gider ve kızı Nergiz ide yanına çağırır salonda oturanlara şöyle seslenir insanlar hatasız olmaz demişler doğrudur bende Osman a haksızlık yaptım ve yüksek huzurunuzda Osman a ve kızımda özür diliyorum. Der Nergiz hıçkıra hıçkıra ağlayarak babasının elini öper Osman da Süleyman ağanın elini öper Süleyman ağa bir kolunu Osman’ın omuzuna bir kolunu Nergiz’in omuzuna atarak ben hem bu çobanla ve kızımla gurur duyuyorum der ve oturduğu yere gider Nergiz e yanıma gelsene kızım der ve Nergiz artık benim yerim Osman’ın yanıdır babacığım der.
Osman misafirlerine birkaç gün süren konuşmalarımı dinlediğiniz için cümlenize sevgiyle ve saygıyla teşekkür ederim ALLAH emanet olun diyerek Nergiz le beraber salondan ayrılır
Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.