Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 17°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
17°C
Az Bulutlu
Pts 17°C
Sal 18°C
Çar 18°C
Per 21°C

Adab-ı muhaşeret yani görgü ve nezaket

18 Aralık 2023 10:05
A+
A-

Belediye otobüsüyle yolculuk ederken çevremdekilere dikkat kesildim, daha doğrusu içerideki bu kadar gürültü nedendir diye merak edip, etrafıma göz gezdirince gördüm ki, yolculardan büyük bir bölümü ya yanındakiyle ya da cep telefonuyla konuşuyor.

Hatta benim hemen yanımdaki koltukta oturan genç bir kız cep telefonunda, karşısındaki kişiyle tartışıyordu. Hem de başkalarının da duyabileceği bir ses tonuyla.

“Ben şimdi okuldaki arkadaşlarımla dışarıda buluşamayacak mıyım?” diyerek, karşısındakine sert çıktı.

Tartışma konusu sanırım kıskançlık meseleseydi.

“Sanki ben devamlı erkeklerle dolaşıyor muşum gibi konuşuyorsun” dedi, bu kez kız.

Tartışma kavgaya dönüşüyordu. Kızın önündeki koltukta oturan adam başını arkaya çevirip baktı. Bunun beden dilindeki manası, “biraz yavaş konuş kızım, ayıp oluyor” demekti.

Ben kızın konuşmasına kulak misafiri olmamak için koridora doğru döndüm. İlgilenmiyormuş havasında, ta öteki pencereden dışarıyı izler gibi yaptım. Ama kızın konuşmalarını duymamam imkansızdı tabii. Belediye otobüsünde değil de babasının evindeymiş gibi rahat konuşuyordu.

“Bana bu şekilde baskı yapamazsın. Burada ne yaptığımı, ettiğimi görmüyorsun. Ta oralardan bana karışıp, yorum yapıyorsun” dedi, bu kez.

Otobüsteki yolcular arasında üniversite öğrencileri de vardı. Bu kız da onlardan biri olabilirdi. Karşıdaki kişinin davranışına öfkelendiğinden, bu şekilde konuşuyor olabilir diye düşündüm. Zaten az sonra da “şimdi otobüsteyim. Rahat konuşamıyorum. Seni sonra ararım” deyip, telefonu kapattı.

Ama ortamdaki gürültü devam ediyordu. Üç liseli kız, kapı önünde kendi aralarında şakalaşıp, arada bir yüksek sesle gülüyorlardı.

İki yaşlı kadının sorunu hastaneden randevu alamamaktı. Birbirlerine dert yanıyorlardı.

Tam bu sırada orta yaşlardaki biri yan taraftan “Aloooo!” diye bağırdı. Dönüp baktım, cep telefonunu ağzının önüne getirmiş görüntülü konuşuyordu. Ne konuştukları ne beni ne de başkasını ilgilendiriyordu. Kulağına dayayıp öyle de konuşabilirdi veya kulaklık kullanabilirdi. Ama o herkes duysun istiyordu galiba.

İnsan böyle bir şeyi neden ister bilmem ki. Bence iki kişi arasındaki konuşma mahremdir. Özeldir. Gizli kalmalıdır. Ama ne yazık ki vatandaşın konuşması ortamdaki herkesin kulağından içeriye zorunlu olarak giriyor ve konuya ortak ediyordu.

Ve daha başkaları…

Konuşmak belki bazıları için bir deşarj olayı… Bazıları derdinden, bazıları keyfinden bazıları da iş olsun diye açıyor ağzını. Ama maalesef ki ağızlarını açınca gözlerini yumuyor olmalılar ki nerede olduklarını görmüyor ya da görmek istemiyorlar.

Otobüs kuru gürültü içinde, şoförün arada bir gazı köklemesiyle hoplaya zıplaya ilerliyordu. Duraklarda inmek isteyen iniyor, inenin yerini başkaları alıyordu…

Bu tür yolculukları toplu taşıma araçlarını kullanan herkes günün her anında yapıyor ve bu tür bir ortamda bulunmak zorunda kalıyor.

Peki, bir de bu yolculukların böyle değil de sakin, sessiz ve huzurlu bir şekilde sürdüğünü düşünürsek nasıl olur acaba? Bence daha iyi olur. Olması da gerekir…

Bence diğer bir adı “adab-ı muhaşeret” olan “görgü kuralları ve nezaket” eğitimi çok önemli.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR