Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 19°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
19°C
Az Bulutlu
Paz 18°C
Pts 16°C
Sal 19°C
Çar 20°C

Bakımlı bir kentte yaşamak için

27 Mart 2024 10:42
A+
A-

Her şehrin alışveriş yapmak, gezmek, dinlemek, yürüyüş ve spor için belli merkez ve alanları vardır. Çarşılar, pazarlar, tarihi mekanlar, parklar, sahil ve piknik yerleri bunlar arasında yer alır. İnsanlar çalışma saatlerinin dışındaki zamanının büyük bölümünü evlerinin yanı sıra buralarda geçirir.

Bu nedenle toplumun geniş kesiminin belli gün ve saatlerde yoğun olarak bulunduğu yerlerin daha düzenli, daha rahat hareket edilebilen, gürültüden patırtıdan uzak olması gerekir.

İnsanların topluca  kullandıkları kaldırımlar, araçlarını koydukları otoparklar, oturdukları parklar daha düzenli olmalı, rahatsızlık veren her şeyin bertaraf edilmesi gerekir.

Örneğin sahil kesiminde yürüyüş yapanların rahat hareket etmesi için yerlere döşenmiş olan parke taşlarının yerlerinde sağlam durması, yürüyenlerin takılıp düşmemesi için uçlarının kalkık olmaması, yağmurlu günlerde üstlerine basınca altlarında biriken çamurlu suların kişilerin üzerine sıçramaması gerekir.

Seyyar satıcı varsa, mesela simitçi, kuruyemişçi, süs eşyası ya da giyim eşyası satanların belirli yerlerde durması, insanların yolunu kesmeden, bağırıp çağırıp gürültü yapmadan, radyo ya da müzik çaları sonuna kadar açmadan satış yapması gerekir.

Bunun için belediye görevlilerinin devamlı olarak buralarda kontrol yapması, insanların günlük yaşamını olumsuz etkileyen, her ne varsa ortadan kaldırması ve engellenmesi gerekir.

Buna benzer bazı olumsuz şeyler her nedense kimse sesini çıkarmadığı, şikayet etmediği ya da edilse de umursanmadıği için ne yazık ki yaşadığımız yerlerde varlığını devam ettiriyor. Bu da kentlerdeki insanların yaşam kalitesini düşürüyor, günlük hayatı zorlaştırıyor.

Ben burası şöyledir burası böyledir demiyorum. Herkes nerede yaşadığını, yaşadığı yerlerin ne gibi sorunu olduğunu biliyor.

Yerel yöneticiler, onların mahiyetindekiler nerelerden ve nelerden sorumlu olduklarını biliyor. Bunları onlara hatırlatmaya gerek yok.

Yeter ki omuzlarında o kentin sorumluluğu olan bu görevliler, sıradan insanların kullandığı yolu kullansın, kaldırımı parkı ve vatandaşın kalabalık halde bulunduğu yerleri gezip, görsün. O zaman nerede ne eksik, ne yanlış, neler insanların günlük yaşamını zora sokuyor bilir ve düzeltme yoluna giderler.

Burada dikkat çekmek istediğim bir şey daha var. Hani bir atasözü vardır: “aslan yatağından belli olur” diye… İşte bir yerde yaşayan insanlar da, kamuoyunun kullanımına tahsis edilen yerlerdeki her türlü şeyi adabına uygun şekilde, kırmadan, dökmeden, bozmadan kullanmasını bilmelidir.

Ve bozuk olanı, yanlış olanı, eksik olanı da oranın sorumlusu herkimse, hangi kurumsa bildirip, düzeltilmesini istemelidir.

“Bananeci” bir yaklaşım: bozuk yol, kırık-dökük kaldırım, temizlenmeyen, bakımı yapılmayan parklar ve çirkin bir şehir yaratır.

Etrafımıza şöyle bir bakalım. Bizim oradaki vatandaşlık sorumluluğumuz nedir görelim. Ve güzel ve bakımlı bir kentte, sorunsuz yaşamak için kişisel olarak ne yapıyoruz düşünelim.

   

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR