Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 18°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
18°C
Az Bulutlu
Paz 18°C
Pts 16°C
Sal 19°C
Çar 19°C

İçimizdeki çocuk

28 Aralık 2023 10:20
A+
A-

Ece bizim yan komşunun küçük kızı. İlkokul ikiye gidiyor. Geçen yıl bire başladığında okuma-yazmayı öğrenmek için nasıl çaba harcadığını ben bilirim. Annesi, babası ablası, Ece’ye derslerinde yardımcı olmak için çok uğraştı. Bazen bağırtılar, ağlama sesleri birbirine karışıyordu. Sonunda öğrendi tabii. Bir bölümü köyde geçen tatilden sonra ikinci sınıf başladı. Şimdi okuma-yazma bilen bir çocuk olarak, genç kız havalarında okula gidip geliyor.

Sabah erken saatlerde pencereden dışarıyı seyrederken, apartmanın önünde servis beklerken görüyorum bazen. Annesi de o servise binen kadar balkondan onu izliyor.

Günaydın diyorum, güleç yüzüyle karşılık veriyor. Geçen gün ona tavşan gibi uzun kulakları olan bir oyuncak almışlar. Sabah beni görünce güldü. Sonra göğsüne doğru inen iki ipin ucundaki baloncukları sıktı ve kulaklar havaya kalktı indi. Ne kadar mutluydu. İçimden “çocuk olmak vardı şimdi” dedim. Ece’ye gıpta ettim.

Önceki gün akşam kapının zili çaldı. Eşim, açtı, Ece’nin annesi gelmiş. Ayaküstü biraz konuştular, sonra kapı kapandı.

“Ece’nin bir ödevi varmış, annesi senin yardımcı olabileceğini söyledi. Biraz sonra gelecek” dedi.

“Şimdi gelseydi” dedim.

“Yemeğini yesin, gelir” dedi.

Bir saat kadar sonra geldi.

Öğretmeni, orman, ateş, yiyecek, kamp vs, yedi kelime vermiş ve “ailenizden yardım alarak, bunları kullanıp bir hikaye yazın” demiş.

Tabii yardım istenilecek ilk kişi de bir gazeteci-yazar olarak ben oluyorum.

Birlikte tek sayfalık bir hikaye kurguladık. Sonra yazmaya başladı.

Apartmandaki arkadaşlarına özenip, beline kadar uzanan sarı saçlarının yarısını kestirdiği için, yazmak için kağıda her eğildiğinde saçlar gözünün önüne dökülüyordu. Eşim bir saç tokası getirip taktı. Daha rahat etti. Sonra yazdı sildi, sildi yeniden yazdı ve hikaye bitti.

Hikayeye güzel bir de isim bulduktan sonra, teşekkür edip gitti.

Dün akşam kapı zilimiz çaldı. Gelen Ece’ydi. Yüksek girişteki evlerinin sokağa bakan geniş penceresini yeni yıl nedeniyle güzelce süslemiş. Ağaçlar, çiçekler, kardan adamlar, geyikler yapıştırmış. Babası da minik ışıklarla aydınlatmış.

Bizim de görmemizi istiyordu.

Eşim dışarıya çıktı, ben balkondan baktım. Işıl ışıl olmuştu evlerinin penceresi. Ön tarafta durup, fotoğraf çektirdi. Öyle çok mutluydu ki. Ece’ye bir kez daha gıpta ettim.

Bugün baktım bizim salonun eşyalarının yeri değişmiş. “Hayrola” dedim eşime. “Ece’nin aldığı süslerden aldım, pencereye yapıştıracağım. Sen süs ışıklarına pil al, onunkisi gibi yapalım” dedi.

Ooooo! Ece’ye özenen başkaları da varmış meğersem.

Gerçekten çocuk olmak güzel bir şey.

Yıllar geçip, yaş üstüne yaş alsak da içimizdeki çocuğun hiç ölmemesinden yanayım. Çünkü o çocuk ölünce hayat bitiyor.

Bu arada apartman komşularımızdan, Ece’nin arkadaşı Eymen’in yeni yıl hikayesini de yarın yazacağım, onu da okumanızı isterim.

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR