Komşunuz sizi nasıl biliyor?
Komşuluk olayı bizim kültürümüzde çok önemli bir yer tutar. Bu nedenle komşulukla ilgili çok değişik arasözlerimiz vardır. Örneğin; “Kötü komşu insanı mal sahibi yapar”, “Ev alma, komşu al”, “Komşu komşunun külüne muhtaçtır”, “Komşuda pişer, bize de düşer”, “Komşunun sakalını yoldularsa, sende sakalını kazıt”, “Aç kurt bile komşusunu dalamaz” ve “Hayır söyle komşuna, hayır çıksın karşına” gibi…
Peki, günümüzde bunların hangisi geçerliliğini koruyor ya da kim bu sözleri gözeterek adım atıyor, davranışlarına çekidüzen veriyor?
Bence artık çoğu kişi işine geldiği gibi davranıyor ve çoğunluk nalıncı keseri gibi hep kendine yontuyor.
“Başkalarını rahatsız etmeyeyim” diye düşünen, uyarılsa bile olumsuz davranışlarını düzelten insan sayısı giderek azalıyor.
Komşu hakkını gözetmek ise artık lafta kalmış. Bencillik diz boyu.
İnsanlar “dediğim dedik, çaldığım düdük” havasında yaşayıp gidiyor. Sonra da herkes komşuluk ilişkilerinin iyi olmasından dem vurup, karşısındakinin kendini rahatsız eden davranışlarından şikayet ediyor. Aynayı kendine tutan maalesef ki çok az.
Atalarımız neden “ev alma, komşu al” demiş. Çünkü aldığın evde rahat etmezsen, mutlu olmazsan, gürültü patırtı nedeniyle huzur içinde yaşayamazsan, evin güzelliği neye yarar?
“Kötü komşu insanı ev sahibi yapar” diyen bir başka atasözünün dikkat çektiği olay ise, insan bir yerde kiracı olarak oturuyorsa ve komşularıyla geçinemiyorsa, gidip başka bir yerden müstakil bir ev alır, onu rahatsız eden kişilerden de uzak kalır.
Ama günümüzde bu mümkün mü? Öyle kafan estiği zaman gidip istediğin yerden ev alabiliyor musun? Ömür boyu kiralarda sürünenler var.
Kiracı olmasan bile oturduğun evi satıp, gidip başka bir yere yerleşmek o kadar kolay mı? Elbette değil.
Peki, “iyi komşuluk nedir?” diye soracak olursanız
En başka dip dibe, altlı üstlü apartman dairelerinde komşu olarak yaşanılan insanları rahatsız etmemektir.
O insanlarla iyi bir ilişki, iletişim ya da diyalog olmasa bile, onların günlük yaşamına olumsuz etki edecek davranışlarda bulunmamaktır. Bu medeni yaşamın en temel kullarından biridir.
Yani “gürültü yapmayayım”, “alt kattakinin tepesinde halı kilim çırpınarak rahatsız etmeyeyim”, “çocuğum insanların başının üzerinde tepinmesin”, “ortak kullanılan merdiven, asansör, bahçe gibi yerleri temiz tutup, tahrip etmeyeyim” diye düşünmek ve buna uygun davranmaktır, iyi komşuluk.
Böyle yerlerde insanların komşuluk ilişkileri de sorunsuz olur. Ama bunun tam tersi davranan, sorumsuz, vurdumduymaz, kafasının estiği gibi davranan insanların bulunduğu yerde de huzur olmaz. Tartışmanın, kavganın sonu gelmez.
Çok eskiden apartman yaşamı fazla değildi. İnsanların çoğunluğu kırsal bölgelerde ve genellikle de zemin veya tek katlı evlerde yaşarlardı. Bu nedenle bina komşuluğu öyle sıkı fıkı değildi. Kimse kimsenin evinin içinde ne konuşuluyor, tartışma mı var, kavga mı ediyorlar bilmezdi.
Ama günümüzde bu böyle değil. Beş kat, on kat, yirmi katlı binalar var. Binaların her katında üç beş daire var. Aynı binanın kapısından her gün çok sayıda insan girip-çıkıyor, merdivenleri, asansörleri birlikte kullanıyorlar. Böylesine iç içe girmiş bir ortak yaşamda elbette ki belli kurallara uymak gerekiyor.
Fakat ne yazık ki bunun farkında olmayan ya da olmak istemeyenler var. Geldiği yerdeki yaşam şeklini olduğu gibi devam ettirmek isteyen ve de ettiren kişilerin uyumsuzluğundan dolayı, bırakın komşuluk ilişkisinin iyi olmasını, karakolluk olup, mahkemelere taşınanlar var.
Ancak gelişmenin bir yolu da değişmedir. Bu değişme ekonomik, sosyal ve kültürel değişme ile başlayarak insanın tüm yaşamına etki eder. Zaman içinde de çok yönlü olarak gelişimini sağlar. Bunu fark edip, buna göre davranmak gerekir. Toplumlar böyle gelişir, şehirler böyle gelişir, insanlar yaşamdan bu şekilde keyif alır, insan ilişkileri bu sayede pozitif yönde ilerler.
Bu nedenle atasözlerimiz yalnızca laf arasına sokuşturulup, başkalarının yaptığı olumsuz davranışları eleştirmek için kullanılmamalıdır.
Kişi önce iğneyi kendine batırıp, sonra çuvaldızı başkalarına sokmalıdır. Empati yapmasını bilmeli, olumsuz davranışlarını törpülemelidir.
Aksi takdirde kötü komşunun ev sahibi yaptığı kişilerden biri de kendisi olabilir.
Bu arada ben şahsen kendimi bu konuda şanslı sayıyorum. Selam verip, hal hatır soran, iyi ve kötü günümüzde yanımızda olan komşularımız var. Allah onlardan razı olsun.
Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.