Dolar 32,2033
Euro 35,0465
Altın 2.528,08
BİST 10.719,65
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 23°C
Açık
Tekirdağ
23°C
Açık
Sal 24°C
Çar 22°C
Per 23°C
Cum 24°C

BAŞKA BİR DÜNYA MÜMKÜN

3 Nisan 2023 10:06
A+
A-

Bugün size tarım ve hayvancılıkta çağ açıp, çağ kapatan bir ülke olan Hollanda ‘dan bahsedeceğim.

Küçücük bir ülke burası. Türkiye’nin nüfusuna oranla neredeyse 7’de 1’i. Yüz ölçüm bakımında yaklaşık 19’da 1’i. Nüfus 16-17 milyon, yüzölçümü 41.000 km2.

İşin garip yanı şimdi başlıyor. Çiftçi sayısı 200.000 in üzerinde ve tarım ürünü ihracatı yıllık 100 miyar dolar.

Peki Türkiye’de durum ne? 80 milyon nüfus, 780.000  km2. Ve bizim çiftçi sayımız 5.470.000, fakat tarım ürünü ihracatımız 11.4 milyar dolar. Yani küçücük bir ülkede, bizim yaptığımız ihracatın neredeyse 10 katı yapılabiliniyor. Tarım ve hayvancılıkta dünyaya ders verecek durumda olan bir ülke Hollanda. İhracat bakımından Amerika ile kafa kafaya yarış halinde. Peki bu adamlar bunu nasıl yapıyor.

Bu adamların dayandıkları tek bir şey var. O da EĞİTİM. Bilime inandılar ve gereğini yaptılar.

Deniz seviyenin 1 metre altında bu ülkenin toprakları. Su altından bir yaşam çıkarmışlar gün yüzüne. Ülkenin etrafına devasa kayalar yerleştirmişler. Deniz seviyesinden korunmuşlar. Ardından taşıma toprak ile tarım arazilerini kurmuşlar. Burada ürettikleri ürünlerin %90 ihracat amaçlı ürünler. Bir kısmı da katma değerli ürünler. Yani kendi ürettikleri ürünlere biraz daha değer kazandırarak ülke ekonomisini daha da kalkındırıyorlar. Burada ufak bir kıyas yapmak gerek. Bizim ülkemizde dışarıdan gelen buğdayın büyük çoğunluğu tekrardan un yapılarak ihracata gönderiliyor. Bir kısmı da işlenip makarna ve türevi yiyecekler üretilip o şekilde yurt dışına satılıyor. Bunlar çok büyük bir karlılık sağlamıyor. Kendi ürettiğimiz iç piyasanın talebini karşılamakta zorlandıı anda ithal buğday kozu piyasaya sürülüyor ve dolayısıyla kendi çiftçimizi yurt dışındaki çiftçilerin altında ezdiriyoruz.

Size şöyle ufak bir örnek vereyim. Şuan ülkemizde üre gübresi ton fiyatı 11.000 tl/ton civarında. Peki bu rakam yurt dışında ne kadar biliyor musunuz?  Yaklaşık 7.000 tl/ ton civarında. Yani ülkemizi yöneten iktidar şuan dışardan sıfır gümrük vergisi ile gübre ithal etse aslında bizim çiftçimizin üreteceği buğday, arpa, ayçiçeği gibi ürünlerin fiyatları %25-30 oranında daha geri düşecektir. Ama bizim halkımız sağolsun hiç araştırmadan, uyuşturulmuş beyinlerle ‘yaşasın iktidar’ diye bağırmaktalar. Bunu benim aklım almıyor. Cebinde 3 kuruş para ile zar zor geçinen insanların, onların paralarıyla zevki sefa sürenleri bu derece alkışlamaları sanırım tam anlamıyla bir akıl tutulması.

Neyse, konumuza geri dönelim. Hollanda yoktan bir ülke var ederek, onu bilimi de kullanarak dünyada tarım ve eğitim alanında neredeyse 1. Sıraya taşımıştır. Tarımını geliştirmeden sanayisi gelişmiş tek bir ülke yoktur. Burası bir kanal ülkesi. Aslında tarımın “t”sinin konuşulmaması gereken bir ülke burası. Limanlarıyla dünyanın her yerine açılan bir ülke.

Buradaki hayvancılık işletmeleri de tabi ayrı bir güzel. Kaliteli ırklar üretiliyor her zaman. Hatta bazı çiftlik sahipleri, çiftliklerini halka açmışlar ve insanlar oraya çocuklarını getirip işleri gösterip, onlara etin ve sütün nasıl üretildiğini onlara yaşatarak öğretiyorlar. Oradaki çiftçiler “ Ben çiftçiyim” diye göğüslerini gere gere söyleyebiliyorlar. Ya Türkiye’de… Neyse bu konu da bende çok üzgün olduğumu belirtmek isterim. Burada çiftçiye insan muamelesi bile yapmıyorlar. Sanki dış kapının dış mandalıymış gibi bir muamele yapıyorlar. Yazık, çok yazık…

Orada ki çiftçiler çocuklarına en iyi şekilde hayvancılığı ve çiftçiliği öğretmeye çalışıyor. Niye? Çünkü ilerleyen zamanda eğitimini alıp, köyünde çiftçiliğini ve hayvancılığını devam ettirebilmesi için. Peki bizde durum ne? Oğlum/ kızım oku, sakın köyde kalma. Aç kalırsın, sefil olursun.

Niye çocuklarımızı böyle korkutuyoruz? Niye onları topraktan, hayvandan böylesine soğutuyoruz? Siz de biliyorsunuz, bir pandemi atlattık. Herkes, herşeyin doğalını, organiğini aradı, olmadı köylere taşındılar, toprak satın aldılar. Ne oldu? Şehir hayatı iyiydi ya, niye köylere kaçtınız? Çünkü hayat köylerde, doğanın içinde güzel. Bunu hepsi biliyor ama kendilerine bile itiraf edemiyorlar. Ha birde unutmadan söylemek isterim. Burada köyde yaşayan bir delikanlıya kız bile vermiyorlar. Sevgi falan hikaye diyorlar…

Daha konuşulacak daha çok şeyimiz, değişmesi gereken çok düşünce sistemimiz var. Umarım hayalimdeki ülke birgün gerçek olur ve ben görürüm…


Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
8 Nisan 2023 10:08
27 Mart 2023 09:39