Dolar 32,4470
Euro 34,7535
Altın 2.440,85
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 20°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
20°C
Az Bulutlu
Cts 19°C
Paz 20°C
Pts 19°C
Sal 18°C

TAZE BİR RÜZGAR

17 Kasım 2022 11:55
A+
A-

Büyük kentlerin ışıltısından, teknolojinin durmaksızın gelişen büyüsünden, bir tuşla dünyayı ayaklarımızın altına getirebilmemizden, her an her yere uzanabilen ellerimizden gözlerimiz kamaşıyor. Nasıl da fethettik dünyayı, nasıl da efendisi olduk her şeyin? Ve nasıl da hoyrat ellerimiz, acımasız. Kendine, dünyaya, ötekine.
Her şeyimiz var, hiçbir eksiğimiz yok. Açlıktan ölmemeyi garantiledik, ama yine de ölüyoruz açlıktan, sevgisizlikten. Asırlarca hep birlikte üzerinde yaşadığımız zengin dünya, kontrolden çıktı. Küçük bir azınlık her şeye hakim, her zaman böyle değildi bu. Yaratılan rekabet, büyüme çılgınlığı yıkıma götürüyor dünyamızı. Küçük azınlığın kabahati vardır da, senin yok mu?
Barış içinde yaşamayı arzu ettik hep, ama yine de kırılıyoruz savaşlardan. Şiddet, sömürü, ötekini hakir görme künyemizin bir parçası oldu, içimizde yine de hep bir umut, hep bir iyimserlik var.
Yarım yüzyıl sonra, kontrolden çıkmış iklim krizi ile nasıl bir dünyada olacağımız az çok söyleniyor hepimize. Yine de umarsız bir bekleyişin tutsağı gibiyiz. İmdat frenine hızlıca basma zamanı gelmedi mi? Her şeyimiz olsun ama iklim krizi de olmasın! Ne kadar muhteşem bir istek. İnsanlığı ve yerküreyi doyasıya yiyelim ama her şey yerli yerinde dursun, dünya ısınmasın. Ama işte öyle ilerlemiyor. Saygı gerçekliğimize en iyi gönderme. En çok da doğa bekler bizden bunu.
Hızlıca felaketler çağı içinde felaketlere doğru ilerliyoruz. Bir öncekinden sızan kokular hala burnumuzun direğini sızlatıyor. İnsanlığın akılsal, kolektif müdahalesi olmazsa yenisinin nereye varacağını kestirmek oldukça güç. Ürettiklerimizi, yüzde bir şımarıklığına nasıl armağan ettiğimizi ve bunları bugün bize ve tüm canlılara karşı nasıl da hoyratça kullandıklarını uzun uzun düşünme evresini çoktan geçmiş olabiliriz. Harekete geçmek için vakit daralıyor olabilir.
Elbirliği ile kurmuş olduğumuz hayatın üretimini, toplumsal zenginliği yüzde bir şımarıklığına, ayrıcalıklı kişilere, sınıflara armağan etmemeliydik. Zihnimiz, tutsaklığımızın nişanesi bu armağana hep yabancı kalmalıydı.
Bütün serüvenimiz, gelişimimizin her evresi karşılıklı yardımlaşma sayesinde oldu. Bugün kopmuş kayışı bağlamak, uçuruma yuvarlanmaktan kurtulmak yeniden dayanışma şenlikleri ile mümkün olabilir.
Hayatlarımızı idame ettirmenin yollarından biri kolektif çabalarımız sayesinde oldu. Günün sonunda gerçekliğimiz parçalanmış olabilir. Yıllarca küresel bir edim kazanacak kitlesel yoksulluk, korkunç yıkımlara maruz kalmamak için yüzde bir şımarıklığına mektup yazmayı bırakmakla işe başlayabiliriz.
Herkesin ve her şeyin bir olduğunu düşündüğümüz, gezegenimizin lacivert sularında huzur bulmak için bir bireyden çalınan sevincin iadesi doğru yola giriş için ilk kapı olabilir.
Kendi emeğimiz, sevgimiz bize taze bir rüzgar gibi estiğinde, gözlerimiz gülecek, onca çırpınıştan sonra mütevazi bir beklentiyle yerimizi bulduğumuzda gezegenimiz bahar kokacak.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR