Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 19°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
19°C
Az Bulutlu
Paz 18°C
Pts 16°C
Sal 18°C
Çar 20°C

90’LARDA GAZETECİLİK (3)

22 Kasım 2023 10:04
A+
A-

Bazen eve bilinçli olarak geç kalıyordu. Öylesine stres yüklü oluyordu ki eşine çocuklarına çatmamak için iş yerinde kalıyordu. İşinin verdiği stresi onlara bağırıp çağırarak atmak istemiyordu. Bu yüzden iş yoğunluğu azalınca ayaklarını masanın üzerine atıp, ağzı laf yapan arkadaşlarını teker teker arıyordu. Telefon muhabbeti saatleri buluyordu.

Ajanstaki arkadaşı üç ölümlü olayın haberini fakslamıştı. Muhabir haberi yeniden yazıp, merkeze göndermeye çalışırken, kendisi de çekmecesinde bulunan leblebilerden atıştırıyordu.

Leblebiler midesine iyi geliyordu. Bir çekmecesinde leblebi, diğerinde elma vardı. Etejerin içi ise çubuk kraker, pasta, çörek gibi şeylerle doluydu. Stres bastıkça onlardan atıyordu ağzına. Yoksa ülseri azacak, ölüp gidecekti. Zaten böyle bir günde hastanelik olmuş, iki gün yatmıştı.

Yaklaşık yarım saattir sesi çıkmayan telefonların üçü üç yandan çalmaya başlayınca, avucundaki leblebileri torbaya atıp, telefonlardan ikisinin ahizesini birden kulağına götürdü. Diğeri hala çalıyordu. Sol kulağındaki telefondan bayan sesi geliyordu. Sağdaki ise haber müdürüydü.

İkisine birden cevap verdi.

– Alooo.

Önce sağdaki konuştu.

– Alon batsın. Haber n’oldu, haber? Elin adamı gazeteyi baskıya verdi, sen hala bir haberi geçemedin. Fotoğraf da bulamadın inşallah.

Sol elinin parmaklarıyla tuttuğu telefonun ağızlığını kapattıktan sonra sağ taraftaki haber müdürüne cevap verdi.

– Efendim haberi toparladık, arkadaş şimdi geçiyor.

– Bırak haberi sen, fotoğraf ne oldu?

– Fotoğraf yok efendim, temin edemedik.

– Ne demek edemedik. Gazete haberi girdi. Ajanstan kullandık. Bari fotoğraf bizden olsun. Deli etmeyin adamı. Hemen fotoğraf istiyorum.

– Peki efendim, bulmaya çalışırız.

– Bulmaya çalışmayın, bulun kardeşim.

– Peki efendim.

Sağ elindeki telefonu kapadıktan sonra sol taraftakine cevap verdi. Bu arada hala çalmaktan olan üçüncü telefonu kaldırıp, yeniden yerine koydu.

Cevaplamadan kapamıştı. Allah bilir arayan kimdi?

– Alooo! Buyrun efendim.

– Kiminle görüşüyorum?

– Ben büro şefiyim. Buyrun bayan.

– Beyefendi benim bir sorunum var. Santrali aradım, size bağladılar. Sizinle görüşmem gerekiyormuş. İnşallah rahatsız etmemişimdir.

– Rica ederim hanımefendi. Buyrun söyleyin.

– Beyefendi bizim oturduğumuz apartmandaki dairenin birinde köpek besliyorlar. Allah sizi inandırsın sabahtan akşama kadar havlıyor. Çenesi hiç durmuyor. Geceleri bile uyuyamaz olduk. Şunu bir haber yapsanız diyorum. Kimse şikayetimizi dinlemiyor. Evi satıp başka yere taşınma aşamasına geldik. Çok zor durumdayız.

Telefondaki kadın çok kibar konuşuyordu. “Bizi ilgilendirmiyor” diyemedi. Demesi de zaten meslek ahlakına sığmazdı. Gazeteciyi her şey ilgilendirirdi. Ama böyle ufak tefek şeyler için ayıracak ne zamanı ne de haber yapmaya gönderecek muhabiri vardı. Yine de ilgileniyormuş göründü:

– Peki efendim, siz adresinizi verin, ben bir muhabir göndereyim. Yardımcı olmaya çalışırız.

– Teşekkür ederim. Yalnız bizim adımızı yazmamanızı rica ediyorum? Komşularla kötü olmak istemiyoruz da.

– Ama efendim rahatsız olan da sizsiniz, şikayet eden de. Aksi takdirde elin köpeğinden bize ne?

– Tamam ama sahipleri belalı biri. Köpek de canavar gibi bir şey. Üstümüze falan salarlar.

– O zaman siz önce bir dilekçeyle savcılığa başvurup, ondan sonra bizi arayın. Olur mu?

– Peki, ben beyimle bir konuşayım, sizi yeniden ararım. İlginiz için teşekkür ederim.

– Rica ederim efendim.

Telefonu kapattığı anda az önce açıp konuşmadan kapattığı telefon yeniden çalmaya başladı.

Eli istemeyerek telefona gitti. Ahizeyi aldı, kulağına götürdü. Karşıdaki ses santral görevlisiydi.

– Kardeşim telefona neden bakmıyorsunuz. Biri açıp, konuşmadan adamın yüzüne kapatmış, “bu ne terbiyesizlik” diyor.

–   Kim miş arayan?

–   Kim olacak belediye başkanı. Direkt telefon meşgul olduğu için santrali aradılar. Ben de size bağladım. Adam bakmaz mı? Şimdi sekreteri telefonda. Biraz sonra yeniden arayacakmış. Birisi baksın.

–   Tamam tamam uzatma. Bakarız.

(sürecek)

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR