Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 17°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
17°C
Az Bulutlu
Pts 17°C
Sal 18°C
Çar 18°C
Per 21°C

90’LARDA GAZETECİLİK (4)

23 Kasım 2023 10:16
A+
A-

Telefonu kapattıktan sonra ayağa kalkıp odasının kapısına kadar yürüdü, kapının üzerindeki çıkıntıya tutunup kendini yukarı çekti. Bir süre havada asılı kaldıktan sonra yeniden bıraktı. İkinci kez yukarıya doğru çektiğinde kolları vücudunu taşımadı, yarıya kadar yükselip geri bıraktı. İçinden giderek çaptan düşüyorum diye geçirdi. Gerçekten şef olduğu ilk günler bu hareketi her gün üç kez tekrarlar. Her defasında da beş on kez yukarıya çıkar inerdi. Göbeği de giderek ileriye doğru fırlıyordu. Beli de bükülmeye başlamıştı. İçinden “hayatımız kaydı be” dedi. Gidip yerine oturdu.

Muhabir hala fakslanan haberi yeniden yazmakla meşguldü. Ona doğru bağırıp:

– Müdür ararsa telefonu sana vereceğim. Neden hala haberi geçemediğimizi anlatırsın, dedi.

Muhabir:

– Az kaldı bitiyor. İki dakikaya kadar geçmiş olurum, diye cevap verdi.

– Yedik yiyeceğimiz fırçayı. Kaç dakikada geçersen geç artık. Sen geçmeden yine arayacağından hiç şüphen olmasın.

Gerçekten de daha sözü bitmeden çalan telefonu açtığında karşısında haber müdürü vardı. Hiç sesini çıkarmadı.  “Alo” bile demedi. Telefonu masanın üzerine yavaşça bıraktı, kendisine doğru bakan muhabire eliyle “gel “ işareti yapıp, masadan kalktı.

Muhabir yanına geldiğinde telefonu gösterip,

–   Al, ne cevap vereceksen ver, dedi.

Muhabir telefonu alıp, kulağına götürdü,

–   Buyurun efendim, dedi haber müdürüne.

Müdürün ses tonu her zamanki gibi sertti.

–   Efendin batsın. Nerede o, senin avanak şefin. İki saatten beri bir haberi geçemedi. Mutlaka fotoğrafları da bulamamıştır.

–  Efendim haberi ben yazdım. Siz aradığınızda da geçiyordum.

– Senin de Allah cezanı versin. Topunuz beş para etmezsiniz. Biz de sizi adam diye koymuşuz oraya.

Haber müdürü telefonu muhabirin yüzüne kapattığında, yaşı yirmilerde olan muhabirin yüzü pancar gibi kıpkırmızıydı. Bir süre telefon elinde öylece kaldı. Sonra odadan çıktı. Kapıda durup kendini izlemekte olan şef bıyık altından gülüp;

– Afiyet olsun. Nasıl güzel miydi, dedi, alay ederek.

Muhabir kızmıştı.

– Haberini de, daha gerisini de, diyerek uzaklaştı. Gidip masasına oturdu. Başını öne eğdi.

Büro şefi Osman Fırdöndü, bu kez fırçayı başkasına yedirmenin zevkiyle masasına oturup, etejerdeki çubuklardan aldı, çıtır çıtır yemeye başladı. Çubuğu iki parmağının arasında puro gibi tutuyordu.

Çubuk keyfi pek fazla sürmedi Osman Fırdöndü’nün. Telefonlardan biri zıııırrrr diye ötmeye başlamıştı. Çubuğu bitene kadar açmadı.

Telefonun uzun süreli çalması karşısında başını masasına dayamış hareketsiz duran muhabir başını kaldırıp baktı, şefin odasında olduğunu görünce yeniden masaya eğildi. Yoksa telefonu açmak için kalkacaktı. Çubuğu biten Osman Fırdöndü telefonu açıp,

– Aloooo, dedi.

Karşısındaki sahil kesimindeki ilçelerden birinin muhabiriydi.

– Osman abi, sen misin? diye sordu.

– Evet benim. Hayrola.

– Abi bir haber vereceğim.

– Verecek misin, yazdıracak mısın?

– Abi istersen yazdırayım.

– Olay nedir?

– Abi dün gece burada fırtına oldu. İki balıkçı teknesi batmış. On kişiden fazla ölü var.

– On kişi mi?

– Evet, belki daha da artabilir. Ben olayı yeni duydum. Hemen seni aradım. Burası ana baba günü. Herkes sahilde, ceset arıyor.

– Deme lan. Ne zaman olmuş, dedin?

– Dün gece abi, dün gece.

– Peki şimdi saat kaç haberin var mı? Öğlen olmuş aslanım. Sen uyuyor musun bu saate kadar?

– Yok abi şehir dışındaydım. Biliyorsun ben burada market işletiyorum. Mal almak için gitmiştim. Yeni geldim. Bana da bir müşteri söyledi. Malları indirir indirmez olay yerine gideceğim.

(sürecek)

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR