Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 18°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
18°C
Az Bulutlu
Paz 18°C
Pts 16°C
Sal 19°C
Çar 19°C

BABA VE ÇOCUKLARI (lll)

26 Eylül 2023 14:05
A+
A-

Kaybedeceğin bir şey yok ama söylediklerimi kafana iyi yerleştirirsen kazanacağın çok şey olacak. Seni ilkokulda iki yıl dershaneye gönderdim. Özel koleje veremedik ama en iyi devlet okulunu bulup, okulun en başarılı öğretmeninin sınıfına yazdırdım. Bak şimdi Anadolu Lisesinde okuyorsun. Çok da başarılısın. Temelin sağlam olduğu için üniversite okumakta da zorlanmayacağından eminim. Ben, ne dershane yüzü gördüm ne de özel öğretmen. Evimize en yakın okulda, şansıma hangi öğretmen çıkarsa onun sınıfında okudum. Buna karşın hem ilk hem de orta öğrenimimi başarılı bir şekilde tamamladım. Ancak fen bölümünden mezun olduğum halde iki kez üst üste kazandığım üniversite de hep sosyal bilgiler ağırlıklı okullara girebildim. Yani orta öğrenim ile yüksek öğrenim gördüğüm okullar arasında hiçbir bağ yoktu. Bu da benim hem okulda hem de aile içinde iyi yönlendirilmemden kaynaklanıyordu. Eğer büyüklerim, bana yol göstermiş olsalardı belki daha sağlıklı bir eğitim çizgim olacaktı. İşte bunun için sana bunca dil döküyorum. Yeteneğine göre okullarda okuyasın, sevdiğin işi yapasın diye.. Yoksa benim gibi kafanı geliştirirsin ama cebin boş kalır.

Nasihatinin bu kısmında biraz ara verip mutfağa geçti. Buzdolabındaki meyve suyu şişesinden iki bardak doldurup getirdi. Bardağın birini Kemal’e verdi, birlikte içtiler. Sonra devam etti..

–  Eğer kendi işini kurar, kendi paranı kazanırsan kimse sana bir şey söyleyemez. Öncelikle ekonomik yönden bağımsız olmalısın. Kimseye muhtaç olmamalısın. Yoksa her avuç açtığın kişi, sana para yerine akıl vermeye kalkışır, yönlendirmek ister. Hatta sana husumeti varsa içinden sevinir bile. Bu yüzden bu günleri iyi değerlendir. Hayat bazen çok uzun, bazen de çok kısa sürer. Ama sen çok uzunmuş gibi çalış. Gelecek ne getirir, ne götürür bilinmez. Eğer zorluklara göğüs germeye alışırsan kimse bileğini bükemez. Nerede olsa iş bulur, neyle olsa karnını doyurursun. Fazla gururlu olmaya da gerek yok. Fazla gururlu insanlar kabadayılık yapmak için kendi lokmalarını başkalarına yedirirler. Aç kabadayı olmanın kişiye yararı olmaz. Ben okuyabilmek için çok ezildim ama şimdi kendi çabamla elde ettiğim mesleğimi yapıyor, kendi kazancımı yiyorum. Sizin boğazınızdan da tek lokma haram geçirmiyorum. Allah’a şükür kimseye de muhtaçlığımız yok. Ama okurken çok muhtaç oldum.

Özellikle üniversite yıllarında üç beş kuruş para için peşi sıra dolaşmadığım yakın akrabam kalmadı. İnsanı üzen tek şey nedir biliyor musun? Kendi kanından, kendi canından insanların sana yüz çevirmeleri. İçinde bulunduğun zor durumu görmezlikten gelip, umursamamaları. Tam beş yıl evimden uzak, başka bir şehirde okudum. Okul masraflarını çıkarmak için arta kalan zamanlarda çalışıp, hem para kazandım hem de öğrendiklerimi pekiştirdim. Bazı arkadaşlarım sevgilileriyle el ele, göz göze gezerken, diskolarda eğelenirken, ben para kazanma uğraşı verdim. Evden gönderilen birkaç kuruş parayla da arkadaşlarımla birlikte oturduğum evin kirasını karşıladım. Tatil dönüşlerinde okul masrafları için gerekli parayı tedarik edebilmek için amcalarının, halalarının evlerini, işyerlerini tek tek dolaşırdım. Hep birbirlerine gönderirlerdi beni. Biri vermeden öteki vermek istemezdi. Hatta benim gideceğimi önceden öğrenir, o gün ortalarda görünmezlerdi. Bu para toplama işi yüzünden yengelerimden biri, bana ‘toplayıcı’ lakabını takmıştı. Doğru söylüyordu, toplayıcıydım. Ama topladığım paraları gezip, tozmak için değil, okuyabilmek için harcıyordum. Sonunda başardım. Eve bırakılan yemek paralarını artırıp, bana gönderen annemin, eşlerinden aldıkları paraların bir kısmını harçlık diye veren ablalarımın, hiç görevleri olmadığı halde yine de bana destek olan ağabeylerimin yüzünü kara çıkarmadım.

Şimdi de ben onlara destek olmaya çalışıyorum. Kazancım iyi veya kötü ama her kuruşunu kendi emeğimle, alın terimle kazanıyorum. Senin de böyle olmanı istiyorum. Ama benim kadar eziyet çekmene gönlüm razı olmaz. Okumanız için elimden gelen her şeyi yapacağım. Yeter ki siz kıymetini bilin. Bunun yanı sıra sizi başına buyruk bırakacağımı da sanmayın. Attığınız her adımı takip edeceğim. Ömrüm yettiği sürece yaşamınızın her anında yanınızda olup, hesap soracağım. Eğer sözlerimi kulak ardı edip yanlış yola saparsanız, beni yanınızda bulamayacağınızı iyi bilin. O zaman kafanızı nereye vurursunuz bilemem.

Evet, oğlum, beni sabırla dinledin. Kardeşin uyudu ama olsun. Ona da sen anlatırsın. Çünkü bunları bir kez daha size anlatmayacağım. Söylediklerimin onda birini bile beyninin bir köşesine yazdıysan, doğru yolu bulursun. Ve bir zaman gelecek anlattıklarımın ne kadar doğru olduğunu göreceksin. Bu yaşam öyle yüzsüz, öyle arsız bir yaşam ki, kötü gününde sana sırtını dönenler, iyi gününde etrafında pervane olur. Cebin boş olunca selam vermeyenler, kazancın iyi olunca en iyi dostun kesilirler. Dostlarını sakın iyi günlerinde seçme. Kötü gün dostlarına da vefasızlık etme. Sana söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Hadi iyi geceler…

Göz kapakları yavaş yavaş kapanmaya başlayan Kemal’i yanaklarından öpüp, oda lambasını söndürerek odadan çıktı.

(sürecek)

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR