Düşüncelerimiz mi bizi yönetecek?
Biz mi onları yöneteceğiz?
Henüz bu çalışmaya yeni başladım.
Hayatımızda başımıza gelen, yaşadığımız hadiselerin hiç birinin tesadüf olmadığının bilincindeyiz artık.
Bu sebep beni, daha derinlere inmem gerektiği konusunda uyarıyor gibi.
Sizlerle de deneyimlerimi paylaşmaktan mutluluk duyacağım.
Hepimiz şöyle bir durup yaşadığımız geçmiş hayatımızı, başımıza gelenleri düşünelim.
Düşünceyi, istediğimiz şekil ve istikamete yönlendirebilmeliyiz.
İnsanların seviyeleri; kabiliyet, kapasite, ahlâk vs. güzel hasletleri üzerinden değerlendirilirse, seviye farkı düşünmeyi yönetebilme farkıyla alakalı olduğu anlaşılır.
Çünkü, düşüncenin bir sonraki adımı niyet, iradedir.
Bazen sizlerin de başınıza gelir, “aklıma gelen başıma geldi” deriz.
Bunu fark ettiğimizde ise neden hala karamsar düşüncelerimize devam ederiz?
Demek ki ne düşünürsen, evrene yayılan enerji neticesinde önüne o çıkıyor.
Bu sebepten dolayı pozitif düşünürsek, başımıza da gelenler gayet ferah olmamıza neden olmaz mı?
Farkındalık da burada önem arz ediyor.
Çünkü insanın, bunun fark ederek yaşaması ve bunu istemesi önemli.
Daha çok yazacak düşüncem var bununla ilgili.
Fakat önce bunu daha iyi idrak etmem söz konusu.
Daha da güzel yazılarla görüşmek üzere.
İyi düşünün, iyi olsun.
Sevgiyle kalın.
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.
