BAĞIMLILIKTAN BAĞIMSIZLIĞA

Bağımlılıklar istisnasız herkesin prangasıdır. Bazen farkındasınızdır çoğu zaman da ya görmezden gelirsiniz ya da kendinizle ilişkilendirmez ve üzerinize alınmazsınız. Ama istisnasız hepimiz belli ya da belirsiz bir bağımlılığa sahibiz. Bu bir eylem olur, bir obje olur, bir madde olur veya bir insan olur vs.

İnternet bağımlılığı, madde bağımlılığı, sosyal medya bağımlılığı, yeme bağımlılığı, çay-kahve bağımlılığı, alkol bağımlılığı, seks bağımlılığı, eş bağımlılığı vb. Günümüzde istisnasız herkesin hayatında bağımlılığa yakalandığı bir nokta var.

Bunun tespitini ise şu şekilde yapabilirsiniz. Genel olarak bir şey süreklilik haline geldi ise ve o şey olmayınca ona özlem ve istek duyuyorsanız bağımlılık damarlarınızda dolaşmaya başlamış demektir. Kendinizi gözlemleyin, sıkıştığınızda, sıkıldığınızda, mutsuz olduğunuzda ve acı hissettiğinizde neye sarılıyorsanız, muhtemelen sizin bağımlılık unsurunuz o şeydir. Bakın kendinize, sıkıldığınızda, boşluğa düştüğünüzde, acı hissettiğinizde kendinizi nerede ve ne yaparken buluyorsunuz, işte o şey sizin bağımlılığınızdır ve kaçış noktanızdır.

Peki, neden bağımlılık denen bir olgu hayatımızda mevcut? Aslında bağımlılık insanın ayakta kalabilmesi için bir destek görevi de görür. İnsan mutsuz, depresif ve acı içindeyken ve çıkış bulamazken insanın hayatta kalması için bir tampon işlevi görür bağımlılık unsurları ama maalesef bu gerçek bir çözüm olmadığı işler sarpasarar.

Yani buradan şunu anlıyoruz ki bağımlılıktan bir önceki aşama mutsuzluk, acı ve depresyondur. İnsan mutsuz olduğu için bu mutluluktan çıkış arar ve gerçek bir yöntem bulamayınca, yılana sarılır.

Peki, bu noktada bizi bu durumdan kurtaran araç nedir?

Farkındalık, kabullenme ve değişim. İlk başta bulunduğumuz durumu yargısız bir şekilde kabul etmemiz gerekir. Yani iyi veya kötü diye nitelemeden, suçluluk duymadan, saf bir kabullenme ile işe başlamalıyız. Bu hayat bir oyundur, acı tatlı her şey bu oyunun bileşenleridir, ne iyidir ne de kötü. İkinci aşamada farkındalığı devreye sokmalı, mutsuzluğun nedenini keşfetmeliyiz. Kendinize sorun neden mutsuzum? Daha önce mutluluk başlıklı bir yazımız vardı onu da okumanızı tavsiye ederim. Mutsuzluk insanın özünden kopmasından başka bir şey değildir. Ve bu noktadan tek çıkış tekrar öze bağlanmak ve öz ile bütünleşmektir. Bunun yolu ise tekâmül ve değişimdir. Tekâmül ve değişim teknikleri aracılığı ile tekrar beden, zihin ve özün uyumuna vardığınızda artık giderilmesi gereken bir mutsuzluk, acı, depresyon ve boşluk kalmaz. Böylece de bağımlılık unsurları da otomatikman devre dışı kalır.

İnsan özüyle bütünleşmeyene kadar, tamlık ve tatminliğe ulaşamaz. Dünya üzerinde kime bakarsanız bakın, en zengin, en güçlü, en yetenekli, en güzel vs. hiç kimse tamlık, tatminlik ve mutluluk içinde değildir. Çünkü tamlık, tatminlik ve mutluluk dışarıda her hangi bir şeyle ulaşılacak bir durum değildir.

O yüzden bağımlılıktan gerçekten kurtulmak istiyorsak, doğru tespit ve doğru yöntem çok önemlidir.

Kendi özünüze doğru bir keşfe çıkmanın zamanı gelmiştir. Özü keşfetmek aslında insan hayatında bir tür “masterkey” görevi görmektedir yani tüm kapıları açan anahtar. Tek bir hamle ile tüm sorunları çözebilirsiniz. Yeter ki bu farkındalığa varın, bu yola çıkın ve yolculuğun devamında özünüze ulaşın.

Bu noktada Dünya Değişim Akademisi’nde Bağımlılıklardan Özgürleşme Sanatı programından da yardım alabilir ve sürece yönelik ilk adımı atabilirsiniz. Çünkü her şey değişimle çözülür.

Yaşadığınız hayat sadece siz değişirseniz değişir. Unutmamalıyız ki bizim yaşadığımız yaşam dış iklimle değil, iç iklimle ilgilidir. Yüzeysel bakışta her şey dışarıdan kaynaklanıyor gibi görünse de bu gerçek değildir. Kendi özüne merkezlenmiş olan birey nerede olursa olsun, nasıl bir durumda olursa olsun içindeki denge, huzur ve mutluluk bozulmazdır. O yüzden diyoruz ki;

“KENDİNİ DEĞİŞTİR, DÜNYAN DEĞİŞSİN; DÜNYANI DEĞİŞTİR, DÜNYA DEĞİŞSİN.”