Dolar 32,2084
Euro 34,7132
Altın 2.445,63
BİST 10.218,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 20°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
20°C
Az Bulutlu
Cts 21°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 20°C

SAHTE HAYATLARDAN GERÇEK YAŞAMA

13 Kasım 2023 10:04
A+
A-

Hayatın sahteliklerden ibaret olduğunu fark ettiniz mi? Hiçbirimiz gerçekten olduğumuz şey değiliz. Herkesin üç kimliği var birincisi olmak için çabaladığı veya dış dünyada görülmek istenen, ikincisi olduğu ve sakladığı, bir de hiç farkında bile olmadığı gerçek öz benliği.

Genel yaşam ise birinci ve ikinci arasında gidip gelen bir akıştır. Üçüncü zaten devre dışıdır.

Aslında hepimiz sahte hayatlar yaşıyoruz. Hissettiğimiz gibi yaşamıyoruz, içimizden geldiği gibi konuşmuyoruz, gönlümüzde olanı yapmıyoruz, doğamızın ilettiği gibi davranmıyoruz vs.

Hepimiz “iyi insan” ı oynamaya ve oldurmaya çalışıyoruz.

Örneğin bencillik kötülenince biz de bencil olmamıza rağmen bencilliksizmiş gibi davranıyoruz. Fedakârı oynuyoruz. Ve bu onay ve takdir görünce bu oyunu pekiştirip devam ediyoruz.

Ortada hiçbir şeyin gerçeği yok. Gerçek alçakgönüllülük, gerçek fedakârlık, gerçek huzur, gerçek mutluluk, gerçek saygı, gerçek sevgi yok. Sadece taklitleri var. Tek fark bazı taklitler çok başarılı bazıları ise değil.

Peki, alçakgönüllüyü, fedakârı, saygılıyı, olgunu oynamak bize ne katıyor?

Daha da güçlü bir yanılgı. Kendimizden daha da uzaklaşıp, sahip olduğumuz sahteliklere bir yenisini daha ekliyoruz.

Peki, buradan çıkış nedir? Eğer içimizde kibirli, küstah, bencil ve saygısız olmak varsa onu mu oldurmalıyız?

Burada bir çıkmaz geliyor karşımıza. Elbette ki olması gereken sarkacın bir ucundan ayrılıp öbür ucuna savrulmak değil. Örneğin içimde öfke var ama ben sevecen maskesi takmak zorundayım. O zaman maskeyi atıp dümdüz öfkeyi mi var etmeliyim? Elbette kastedilen dümdüz bir şekilde bu değil. İşin içinde zekâ olmalı. Peki, işin içine zekâ dâhil olduğunda işin seyri nasıl olacak?

Zekâ ortaya çıktığında olay suni bir şeyler üretmek değildir ama olanı olduğu gibi ortaya koymak ve var etmek şeklinde de değildir. Gözlemci olma ve dönüştürme rotasına çevrilir dümen.

O zaman insan anın içinde bünyesinde oluşan her şeye isabetli karşılık vermeyi bilir. Ne yapacağını ve ne yapmayacağını bilir.

Ve bu durumda bir şeyi yapmak yıkıcı etkiler barındırmaz ve yapmamak ise bastırmaya girmez. Böylece hem kişinin kendisi hem de başkaları işin içinden zararsızca çıkar. Aksi halde içindekini olduğu gibi var etmek başkalarına olumsuz etkilere gebe iken var etmemek kendine zarar verir. İki halde de çözüm yoktur. Çözüm zekâya başvurmak ve anın gerektirdiği varoluşsal hamlede bulunmaktır.

Bunun için zekânın uyanması gerekir. Zekâyı uyandırmak söz konusu olduğunda ise öncelikle zekâyı keşfetmek gerekir. Gerek zekâyı keşfetmek gerekse onu aktifleştirmek için Dünya Değişim Akademisi’nde sunulan “Zekâyı Uyandırma Sanatı” değişim programında sunulan bilgi ve teknikleri kullanabilirsiniz. Hayatınıza zekâ katmak oldukça önemlidir. Aksi halde zihnin ve duyguların himayesinde tamamen hatalarla dolu bir akış içinde sürüklenme haline gelir hayat. Sizde zekâyı uyandırmak için harekete geçin ve hayatınızı bir de zekânın rehberliğinde ilerletin. Akla kara kadar fark olduğunu göreceksiniz.

 

 

 

 

 

 


Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
20 Kasım 2023 13:22
30 Ekim 2023 15:00