Dolar 32,2159
Euro 34,7270
Altın 2.432,02
BİST 10.277,67
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 17°C
Parçalı Bulutlu
Tekirdağ
17°C
Parçalı Bulutlu
Sal 17°C
Çar 18°C
Per 18°C
Cum 21°C

Bir dostluk hikayesi (ll)

23 Ağustos 2023 13:30
A+
A-

“Hocam, ‘Çukurova’nın toprağı da insanı gibi bereketli. Ne ekersen bire on veriyor’ diyorlar. Çarşıda, pazarda istediğimiz her türlü meyveyi, sebzeyi bulabiliyoruz, hem de başka yerlerden çok daha ucuza. Ancak son zamanlarda buralarda bir şeyler değişmeye başladı. Tekstil fabrikaları kapanıyor, şirketler başka şehirlere taşınıyor, eskiden iş için binlerce insan buraya gelirdi, şimdi bu yörenin insanı bile iş bulamıyor. Ayrıca bembeyaz pamuk tarlalarında şimdi başka bitkileri görür olduk. Ve daha vahim bir olay var; tarlalara, bahçelere devamlı binalar dikiliyor. Siz bitki koruma uzmanısınız. Bu değişim neden oluyor, toprak mı verimsizleşiyor, bitkilerde mi bir sorun var?” diye, uzun bir soru sordu.

Ona şu şekilde cevap verdim:

“Bak delikanlı, Çukurova gerçekten de çok verimli topraklara sahip. Bu topraklar iyi işlendiği, doğru ürün seçimi yapılıp, yabani bitki ve zararlı böceklerle mücadele iyi yapıldığı takdirde, fazla da kimyasal gübre kullanılmazsa çok uzun yıllar yüksek kalitede ürün verir. Ama gidişat iyi değil bilesin. Çünkü burada şimdi bir soya furyası başladı. Her yere soya ekiyorlar. Pamuğun yerini soya aldı. Fakat bu doğru değil. Pamuk bu yörenin bitkisi. Adana deyince akla pamuk gelir. Bu hükümet Amerika’dan tonlarca soya tohumunu ithal etti. Yanlış yaptı. Biz ithal edilen bu tohumların bazılarında hastalık ve zararlı böcek tespit ettik. Tarım Bakanlığı’nın soya tohumu ithal etmeden önce üniversitelere sorması gerekirdi ama maalesef kimse bizi adam yerine koyup da sormadı. Korkarım ki soyanın bölgeye adaptasyonu zor olacak. Pamuğun ekim alanını daraltırlarsa, ileride ülkemiz pamuk ithal eden ülke durumuna düşer.”

“Hocam, demek ki Amerikalılar reklamını iyi yapıyor. Çünkü toplumda öyle bir kanı oluştu ki, sanırsınız soya pamuktan çok daha kıymetli.”

“Olur mu öyle şey? Pamuk bizim yörenin bitkisidir. Pamuk da, buğday gibi buram buram Anadolu kokar.”

“Çok haklısınız Hocam. Benim bunu mutlaka haberleştirmem lazım. Hem de geniş kapsamlı ve dikkat çekici bir haber olmalı bu. Anlattıklarınızı yazmak istiyorum, bir sakıncası yoksa.”

“Elbette yazabilirsin.”

Benden istediği bilgileri aldı ve gitti. Aradan birkaç gün geçti, öğleden sonra  geldi. Açık kapıyı tıklatıp, “müsait misiniz Hocam. Yine aramadan geldim, kusura bakmayın. Geçerken bir uğrayayım demiştim” dedi, gülümseyerek. Onu görünce mutlu olmuştum.

“Gel bakalım gel. Anlat bakalım neler yaptın. Ne oldu bizim haber. Hani sen, bana kitap getirecektin?”

“Getirdim Hocam, getirdim. Hem kitap getirdim hem de sizinle konuştuğumuz konuyla ilgili yayınlanan haberin bulunduğu gazeteyi.”

Sonra çantasından çıkardığı gazeteyle birlikte, iki kitabını masamın üzerine bıraktı. Biri şiir, diğeri öykü kitabıydı.

Gazeteye bakmadan önce kitapları elime alıp, önce şiir kitabını inceledim. Sonra gazeteye baktım. Yazdığı haber de çok güzeldi. Soruna dikkat çekmiş, hem bakanlık yetkililerini hem de tarım üreticisini uyarmıştı.

“Helal sana. Çok güzel haber yapmışsın. Sorumlu bir gazeteci diye ben buna derim. Bir kez daha teşekkür ediyorum. Bundan sonra her türlü bilgi ve belgeyi benden alabilirsin.”

“Sağ olun Hocam. Bana güven duymanızdan mutlu oldum. O zaman size bir şiirimi okumak isterim, müsaade ederseniz.”

Masamın üzerinde duran kitabını aldı ve içinden “Çoban Yıldızı” adlı şiirini okumaya başladı.

Çok anlamlı bir şiirdi Çoban Yıldız’ı. O kendisini anlatmıştı mısralarında. En çok da “sahte dostlar arasında bulaman beni” demesi etkilemişti beni. Etrafımızda o kadar riyakar, o kadar sahte yüz varken, gerçek bir dost bulmak kolay olmuyordu.

“Çok güzel yazmışsın evladım be. Bak şimdi duygulandırdın beni.”

(Sürecek)

 

 


Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR