Dolar 32,2120
Euro 34,7876
Altın 2.419,26
BİST 10.055,98
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 17°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
17°C
Az Bulutlu
Sal 18°C
Çar 18°C
Per 19°C
Cum 22°C

İNSANI  İNSAN YAPAN ÖZELLİKLER

20 Aralık 2023 10:15
A+
A-

İnsanı  ‘’insan  yapan  çeşitli  değerler  vardır; Onların başında  ‘özveri ,sabır ,vicdan ,yardımlaşma ,ülkesine  hizmet  ,konusuna ,komşusuna, hısımına, akrabasına ,arkadaşlarına çevresine aşçısına ,işçisine  sevgi ve güler yüzle yaklaşanlar  gelir. Ben ben ben demekten uzak duran insanlar gelir ,kendi menfaatini başkalarının menfaatlerinden   üstün  tutmayanlar  gelir    ,insanı, hayvanı , doğayı sevenler gelir.   Bu insanlar evet kendisinin aç kalmasına  üzülürler ama  başkalarının  aç kalmasına daha çok  üzülürler .Bu insanlar canlıların umutlu ve  mutlu yaşamlarını  sürdürmelerini  yürekten  ister’’  İşte size yazdığım değerler insanı insan yapan değerlerdir. Eğer  istiyorsanız bu özelliklere ek olarak  başka  sözlerde ekleye bilirsiniz.

Benim gördüğüm kadar sözünü ettiğim değerlere sahip insanlar ‘’sayıları az olsa da’’ toplumumuzda  ve çevremizde  vardır. Bu özellikleri taşıyan  insanlardan   birisi de   Hollanda  da sanatsal faaliyetlerini  sürdüren Karamanlı  Murat Aydır . Babası öğretmenim olduğu için ona ‘’Hocam Oğlu ‘’ diye hitap ederim . Murat ;yöremizin  örf ve adetlerini sazıyla ,sözüyle  piyanosuyla Türkiye‘ye ve Avrupa’ya  duyuran kişidir. Onun  insancıl  davranışı ,arkadaşlarına saygısı ve memleket  sevgisi asla yadsınamaz . Kendisi   ‘’Ben Anadolu’yum şiirime’’ can veren ,ekleme yaparak güzelleştiren ve müzik dünyasına duyuran  mütevazi  ama konusunda ünlü sanatçılarımızdan  birisidir .O ‘’kendisinden çok  karşısındakini öne çıkaran bir insandır.”

Toplumda  evlerde ,parklarda insan nedir sorusu  sık sık  konuşulur sorulur   ve herkes de kendine göre  tanımını yapar    Bana göre İnsan‘’ sevgiye ,saygıya ,muhabbete ,yarenliğe ,önemsenmeye, övgüye  ve  takdir edilmeye susayan canlı bir varlıktır’’  Rus  Yazarı  Toltsoyun dediği gibi insan  ‘’sevgiye aç olan bir varlıktır ‘’ .İnsan ‘’sevgi çeşmesinden  sevgiyi   kana  kana içmiş   olsa da sevgiye  hala doymayan   bir canlıdır’’ .  İnsani değerler taşıyan  bir insan  özel yaşamında  olsun ,günlük yaşamında olsun ,sosyal yaşamında olsun  özünün çıkarlarından daha   çok çevresinin çıkarlarını düşünürler. ülkemde  ve  Amerika’da   bu hamurla yoğrulan   insanlarla  tanışma  olanağını ancak   Üzülerek söyleyeyim  gazetemdeki ‘’ toprak kokusu  köşemde ‘’ yerim fazla  olmadığı için   sizlere  üç  kişiyi daha  anlatamaya  çalışacağım  onlardan birisi  Anadolulu bir asker, diğeri  Hüseyin  Arıcan  ve son olarak ta Muzaffer Eroğuzdur :

İzmir de Öğrencilik yaptığı yıllarda  yemeklerimi  Bornova da  Ümran’ın  Lokantasında  yerdim Yemekleri  güzel olduğu için sivil ,asker ,öğrenci  bu lokantada   yemeklerini  yerlerdi Bu lokanta bu yüzden  epeyi ünlüydü Yemeklerimi bir ay boyunca  bu lokanta da    yerdim  ayın  sonunda da  borcumu öderdim  Ziraat Bakanlığımdan aldığım burs parası da  bol bol yetiyordu . Hiç unutmuyorum unutmamda mümkün değil öğle saatlerinde masamda  yemek yerken  güler yüzlü bir asker selam verip müsaade alarak yanı başıma oturdu , yemeğini  garsona ısmarladı   ve sonra  bana dönerek ‘’bölüğün  yazıcısıyım  bu gün  izinliyim’’ dedi sonra da siz ‘’öğrenci misiniz?  Eğer öğrenciyesiniz    hangi tahsili yapıyorsunuz? ‘’ diye sordu  ; ben de ona ‘’ öğrenci olduğumu  ve Ziraat  Fakültesinde okuduğumu söyledim bana o anda  ‘’ben de okuyacaktım ilkokulu da birincilikle bitirmiştim  ama babam okutmadı  beni işe koştu ‘’ dedi.  ‘’Traktörünüz  var mı bir çiftliğiniz mi var ki   babanız sizi  işlere koştu ? senden başka erkek  kardeşlerin yok mu ?  ‘’ deyince ’’Erkek kardeşlerim var   20 -30 dönümlük  bir tarlamız var çiftimizi de  atlarla  sürüyoruz ayrıca birkaç ineğimiz ve15 – 20   koyunumuz    var’’ dedi ve o arada’’ keşke bende  sizin gibi  okusaydım ‘’dedi

Ben de ona’’ işiniz  çok değil ama babanız  niye okutmadı  diye  merak ettim ama  üzülme kaderin kısmetin  buymuş   Ama siz dergi kitap gazete okursanız   kendinizi mutlu edersiniz  ‘’ deyince ,’’ bana  ‘’köylük  yerde bunları bulamayız’’ dedi. Asker Arkadaş konuşkan olduğundan  , askerlikten Bornova dan  köyünden ,birazda ailesinden ,oradan ve  buradan  konuştu Konuşmamızı  bitirince de  baktı ki ben yemeğimi  yemeye  devam ediyorum   benden müsaade  alarak   masamdan ayrıldı  gitti   Ben  de yemeği yedikten sonra   borcumu  ödemeye kasaya  gittiğimde   Lokanta sahibi ’’ yemeğinizin borcu  asker arkadaş tarafından  ödendi’’ dedi.  Ben de lokantan  çıktım sağa sola   bakındım  ama  o insanı bulamadım o insanı   çok aradım  ama bir daha onunla  karşılaşmadım Gördüğünüz  gibi  fakir ,gözü  tok  tanımadığı birisine de yemek ısmarlayacak kadar özverili ve cömert  bir  insan ,acaba  diyorum  bu asker  tanıdıklarına  dostlarına  ve arkalarına ne denli yardımlarda ,hizmetlerde   bulunurdu  bir düşünün Demek ki  Askerin geninde  insanlık kodu varmış

Sıra şimdi Hüseyin Arıcan  Babaya  geldi .

Hüseyin Arıcan ;İzmir’in Bornova İlçesinin yerlisi, Beyefendi, kişilikli ve adam gibi bir adam, çocuğu olmadığı için de kendisin de  doğal olarak büyük bir eksiklik hissederdi. Güzel bir  beyaz eşya ve tuhafiye dükkanı vardı Onu tanıdıkça Anadolu  tabiriyle tüyüm ısındı ,onu   babam gibi sevmeye  başladım .Bu muhterem kişilikli ve hayır sever insanla 27 Mayıs 1960 İhtilalinden önceki haftalarda  tanıştım .Ben o yıllarda Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinde 2.sınıf öğrencisiydim. Bu tanışmamıza da dükkanının vitrinindeki satın almak istediğim İtalyan modeli pahalı bir çift ayakkabı vesile oldu  .Dükkanı Bornova’da Büyük  Cami civarında Ümran’ın Lokantasına yakın bir yerde  bulunuyordu. Öğrenciliğim sürecinde çoğu kez bu lokanta da yemek yiyordum . Lokantaya giderken gelirken de Hüseyin  Amca’nın  tuhafiye dükkanın vitrininde çok güzel bir ayakkabı dururdu ve pahalı olduğu için de  kimse o ayakkabıyı satın almıyordu. Bir gün yemek dönüşü dükkanına girdim ve kendisine ‘’’bu ayakkabıyı satın alacağım ama param yok’’  diyerek  kendimi tanıttım, oda kendisini  tanıttı  ve ardından  bana   ‘’Delikanlı senin paran yok ,bunun için o ayakkabıyı sana satamam. Parayı getir o zaman o ayakkabıyı götürürsün’’ dedi

Hüseyin Amca ,’’ben köylü çocuğuyum ,siz bu ayakkabıyı bana eğer bedava verseniz dahi  ben yine almam. Onu ancak parayla satın alabilirim ve parasını da şimdi değil gelecek ay ödeyeceğim. Bu ayakkabıyı aylardır satın almak istiyordum ama satın almaya karar verememiştim. Şimdi kararımı verdim bu ayakkabıyı satın alacağım , eski  ayakkabımı ayakkabı kutusunun içine koyacağım ; yeni ayakkabıyı da ayağıma giyip  gideceğim  dedim. Ne düşündü bilmiyorum biraz sonra  bana ‘’ pek iyi oğlum şuraya adını ve adresini yaz ‘’ dedi İsmimi yazdım ayakkabıyı giydim ve dükkandan mutlu olarak ayrıldım Bursumu alır almaz da borcumun hepsini birden  ödedim. Bana çay içirdi ve sonra özür diledi. Hüseyin Amca ile samimiyetimiz gün be gün  arttı , Haftalar  sonra  bir gece sinemaya gideceğim ama yanımda hiç param yok, doğru Hüseyin Amcanın dükkanına gittim ‘’Hüseyin Amca sinemaya gidecek param yok bana borç para verir misin ?’’ dedim .

Çekmeceye bak para varsa al oğlum, dedi.

Para yok orada.

Şansın var ise bir müşteri borcunu ödemek için para getirir , ben de sana veririm.  Öyle de  oldu .Yine burs alınca borcumu kendisine ödedim.

Hüseyin Amcamın dükkanına boş zamanlarımda kendi  dükkanımız gibi gider otururdum işi çıktığı zamanlarda beni dükkanına bırakır kendisi  işini  yapmaya gider  gelirdi  İçli dışlı olmuştuk onunla   O dükkanda olmadığı zaman  para ödemeye gelenlerden   parasını alırdım , isimlerini , getirdikleri paraları deftere bir bir yazardım ve sonra aldığım  paraları kendisine teslim ederdim. Sınavlarım yüzünden  bir ara  Hüseyin  Amca’nın yanına gitmeyi ihmal etmiştim . Hüseyin Amcanın yanına  gittiğimde  yüzümden öptü bana  kızdı , bağırdı nerdeyse dövecekti ardından da  ‘Niye  kendini özletiyorsun oğlum’’ dedi. Ben de ‘’Sınavlarım var Hüseyin  Amca ondan   gelemedim  ‘’ dedim Fakültenin son sınıfına gelince bana  ;oğlum okulu bitirince ne yapacaksın  diye sık sık sorardı’ ben de ona ‘’evleneceğim ve  Bakanlığın tayin ettiği yere giderim ‘’ derdim    Bunu işittikten sonra   düşünür dururdu  Günü geldi fakülteyi bitirdim yanına veda etmeye vardığım da bana:

Bak oğlum  Mehmet  ‘’teyzenle uzun zamandır senin hakkında konuşuyorduk .Seni biz evlat edinmeye karar verdik . Gitme nişanlın da bizim gelinimiz olur. Bornova  bırakılıp gidilecek bir memleket değil .Bizim ev nasıl olsa sizin eviniz olacak ,dükkanımız sizin olacak  gel gitme oğlum ,pişman olursun dedi ve ağladı Ben de onu kucakladım ben de ağladım Ben Hüseyin   Amcanın teklifini kabul etseydim belki Bornova’da zengin bir iş adamı olurdum , zaman zaman da  iyi mi  yaptım ,yoksa  kötüm mü  yaptım  diye bu soruyu sorarım de düşünür  dururum . Ama eğer  zengin olma yolunu  seçmiş  olsaydım ben,  taşımın toprağımın ve  hemşerilerimin  hasretiyle bu denli iç  içe  yaşayamazdım. Yazımın sonuncu örnek; arkadaşım Muzaffer Eroğuzdur.

Muzaffer Eroğuz Ziraat Yüksek Mühendisidir  ve   bana öylesine geniş  bir kucak  açmıştı ki onu da asla unutamam Bildiğiniz gibi  ben  Milli  Eğitim  Bakanlığının  verdiği  bursla  ‘’Master ve Doktora  Eğim Ve Öğrenimi’’  Amerika da tamamladım.   New York Üniversitene  bağlı  Lisan Eğitim Enstitü Müdürlüğünün   İngilizce   lisan  okulunun  evrakları  ev adresime gelince  hazırlığıma başladım ertesi günü de  yani  2  Şubat 1966  yılında    Muzaffer  Eroğuz’un  mesleki   eğitim gördüğü ‘’ Devlet  Meteoroloji Genel   Müdürlüğü Binasına’’ gittim  Arkadaşım  geleceğimden haberdar  olduğu için dediğim saatte  binanın  giriş yerinde beni karşıladı  ,eşyalarımı alarak misafirhanesine  yerleştirdi . Misafirhane de misafir edildiğim süreçte  Muzaffer  işini, gücünü, kursunu  bırakarak  benim  işimle uğraştı. Onun sayesinde kısa sürede  Amerikan Konsolosluğundan vizemi   ve  uçak şirketinden  de  seyahat  biletimi  aldı  6 Şubat 1966  tarihinde de  ,  Esenboğa  Havaalanından , arkadaşım  rahmetli Muzaffer Eroğuz beni   Amerika’ya   uğurladı. Gitmek var gelememek var içgüdüsüyle  havaalanında sıkı  sıkı birbirimize sarılarak  ağlaştık  Tam  uçağın  merdivenlerine   ayak   basacağım   sırada  Muzaffer koşarak yanıma geldi ve  sırtındaki  yeni  almış  olduğu paltosunu sırtıma  giydirdi; sırtımdaki paltoyu da  kendisi  giydi. Muzaffer ‘’ niye kendine  yeni  aldığın  güzel  paltonu    bana  verdin  de kendin   benim eski  paltomu giydin ‘’ deyince  ‘’Mehmet senin   paltonu  beğenmedim , seni  bu  paltoyla Amerika’ya  gönderemezdim ‘dedi .Tekrar   birbirimize  sarıldık  ve yine  ağlaştık.    Muzafferin  bana  sergilediği insanlık ,misafirperverlik  ve  güzel  dostluğunu  asla  unutamam

Soruyorum size giymediği  dün çok para ödeyerek satın aldığı ,kullanmadığı güzel , pahalı  paltosunu çıkarıp  eski ve kullanılmış paltoyu sırtına geçiren  Muzaffer  gibi  bir insan gördünüz mü ?    Muzaffer  tam anlamıyla kişilikli ve özellikli kendisinden fazla sizi düşünen bir insandı .Yukarı  bölümlerde ismini verdiğim  ve tanıtmaya çalıştığım insanların bir  ortak paydası  var  O da ‘’  insan olmaları  ve karşısındakini kendisinden  daha  fazla  düşünmeleridir’’

Sizlere   ‘’ İnsanı  insan yapan özelliklerle  ilgili düşüncelerimi  dilimin döndüğü kadar tecrübelerime dayanarak cevap vermeye çalıştım .  Benim  bu konuda 3 sayfa da anlattığımı  ve söylediklerimi  Mevlana  ise  tek bir  sözcükle  ’ ’nice insanlar gördüm üstünde elbisesi yok nice elbiseliler gördüm içinde insan yok’’ diyerek özetlemiş.

Kalın sağlıcakla

 

 

 


Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR