OKUMUŞ CAHİLLER
Kadının olsun erkeğin olsun güzeli olur, çirkini olur, uzun boylusu olur, esmeri, kumralı, sarışını olur, delisi, akılsı olur.
Bunlar toplumumuzun yüz akıdır. Bu tür özellikler insanın genetiğiyle ilişkilidir ,iklim çevre koşullarıyla ilişkilidir , ülkelerinin konumlandığı bölgelerle ilişkilidir Örneğin ;Afrika Ülkelerinde ,Uzakdoğu’da, Ortadoğu’da ,Güney, Kuzey Amerika’da ,Avustralya da yaşayanların görünümleri ,renkleri ,boy pos ve bedensel yapıları birbirinden farklıdırlar . Bu farklılık sosyal yaşantılarında , örf ve adetlerinde ,kültürlerinde ve geleneklerinde de görülür
Bununla beraber insanların bazılarının kültürel , bilimsel ve düşünsel yetersizliği , yetişme ,yetiştirilme yöntemlerinin eksikliği, okullarında da uygar eğitim alamamaları nedeniyle toplumun çıkarları yerine kendi çıkarlarını ön plana alma istemleri önlerde gelir . Çevrelerinde onlara ‘’diplomalı cahiller veya okumuş cahiller ‘’ diye isim takarlar.
Ben de bu muhteremlere ‘’kuaför Abdi Bey dururken hala berber Abdi Efendiye tıraş olanlar‘’diye ad taktım .
Kişi veya kişiler eğer tıraş olmak için Kuaför Abdi Beyin dükkanına giderse, giderlerse Abdi Bey müşterilerinin saçlarını isteklerine göre boyar şekil verir Çağdaş yöntemlerle tıraş edildikleri için müşterilerin güzelliklerine bir kat daha güzellik katılmış olur. Berber Abide tıraş gidenlerin de tıraşları babasından kalma usullerle yapıldığı için müşterileri ham traşlı olarak koltuklarından kalkarlar .Anlayacağınız okumuş aydın ile okumuş cahil arasında ki fark ‘’Kuaför Abdi Bey ile Berber Abdi’nin tıraşları arasında farka benzer’’ Diğer bir deyişle okumuş aydın ile okumuş cahil arasında ki fark dağlar gibidir; bilene , görene ve anlayana
İnsanların zihniyeti, zihniyetleri değişmedikçe hal ve gidişat larında değişiklik de olmaz. Diplomalı cahiller dünü dünlerin de ,bugünlerini de dünlerinde ve hatta yarınlarını da dünlerinde yaşamak isterler . Bu düşüncedeki insanlar genellikle ulusal varlığımız doğayı bağı, bahçeyi ,ormanı ,tarım alanlarını ,tarihi eserlerini koruma yerine bu ulusal varlıklarımıza zarar veren mermer ocakları , taş ocakları , termik santralleri , altın maden ocakları gibi çevre kirletici işletmelerinin kurulmasında sakınca görmezler , yöneticilerine de biat etmeyi de sakıncalı görmezler .Bu kültürü almış insanların adamlıkları ,görgüleri gibi kısadır Her neden se adamlıkları kısa deyince aklıma bir anda dillerden dillerde dolaşan bir babanın oğluna ‘’ oğlum sen okumuşsun ama adam olamazsın ’’ hikayesi geldi Herhalde Vezir Berber Abid Efendi Ye gidenler grubundan.
Yazımın Konusu bu hikayeyi anlatmak değil Yazımızın konusu : Ormanımızı doğamızı taşımızı toprağımızı eko -sistemimizi ,aşımızı ve çevremizi kirletenlere kirlettirenlere :Bunların müsebbibi kim ? tabii ki okumuş cahiller diplomalı cahillerdir.
Zira okumuş Cahillerin, Diplomalı Cahillerin (istisnalar hariç ) düşüncelerinde , zihinlerinde çevreye doğaya karşı duyarsızlık , nemelazımcılık iç güdüsü ve siz düşünün görüşü yatar veya yatıyordur Eğer öyle olmasalardı doğa varlıklarımıza zarar verecek girişimlerin ,faaliyetlerin altına imzalarını atarlar mıydı şüphesiz atmazlardı .Attıkları imzaların zararlarını bizlere yansıtan çok sayıda Örnekleri var sizlerde internette ‘’ Google Bilgesine ’’ sorarsanız sizlere detaylı anlatır Gazete De .bana ayrılan köşemde yerim fazla olmadığı için birkaç örnekle konumuzu özleyeceğim sırasıyla :
‘Kaz Dağları‘ ’Kaz Dağları yemyeşil zengin bitki örtüsüyle yüzbinlerce kızılçam, meşe ,kestane ve diğer ağacı türleriyle bölgenin cenneti konumundadır, oksijen deposu konumundadır ,nefesi konumundadır mesire yeri konumundadır .Maalesef diplomalı cahillerin olurları yüzünden cennetimiz cehenneme dönüştürüldü ,dönüştürülüyor ,döndürülmeye de devam edecek gibi. Bölgenin yeşillik ormanlık örtüsünden 195 000 ağaçlarımız canlı canlı katledilerek uzaklaştırılmış durumda . Bunlarla da kalınmıyor altın çıkarmak için kullanılan siyanür ile de bölgenin su havzaları toprakları , ekolojik dengeleri bozuluyor bozulmaya da devam edecek gibi .
Vatandaşlarımız bilir veya bilmez; ’Kaz Dağları Bölgesi Alp dağlarından sonra Dünya da en yüksek oksijen deposuna sahip bir Bölgedir. Eğer Ülkemiz de böylesine ünlü bir bölgeye ün katan orman ağaçları, doğanın doğal yapısı, ekolojisi bir avuç altın uğruna ,rantçı emperyalistlerin hatırına katlediliyorsa yok ediliyorsa ve bu yıkıma da dur da denmiyorsa, denilemiyorsa bu yıkımın suçlusu, sorumlusu yöneticilerimiz olduğu kadar bu rezilliğe olurunu veren diplomalı cahiller indir. Onlar mutlaka günü geldiğinde tarihimiz önünde çocuklarımıza hesap vereceklerdir Merak ediyorum!
Aynı soruyu ‘’Milasın Akbelen yöresinde ki 740 hektarlık alanda ki güzelim asırlık çam ,meşe, kestane kızıl çam gibi çeşitli ağaç türleri ve zeytin ağaçları canlı canlı birkaç yıllık kömür madenleri getirisi için niye katlediliyor? Katlettiriyorsunuz? ‘’diye sormak benim doğal hakkım : Hakikaten niye katlediliyor veya katlettiriyorsunuz ? Okumuş cahiller unutmayınız ‘’ Orman demek yagmur demek su demek, toprak demek, hava demek, oksijen demek, yaşam demek, ekmek demek yarınlarımız demektir. Altınsız, mermersiz , kömürsüz yaşayabilir insan ancak aş olmadan ,,su olmadan ,hava olmadan yaşayamaz.
Diplomalı cahiller ve yetkililer : ‘’ her bir ağaç kesildiğinde hepimizin sofrasından bir ekmek daha israf ediliyor .açıkça sizler göz göre göre evde bulgur varken niye pirinç satın almak için ta Dimyata gidiyorsunuz?
Gelelim Taşkale Manazan Mağaraları ve İncesu Mağaraları Meselesine: Taşkale Köyü; Türk Dilinin Başkenti Karamanın önemli tarihi ve turistik yörelerden birisi olarak bilinir Mustafa Kemal Atatürk’ün de Ata yurdudur ve bünyesinde ’14 asırlık Bizans Döneminden kalma “Manazan Mağaraların barındırmaktadır ,Turizme yeni açılmış 1356 metre uzunluğunda astım mağarası diye bilinen ”İnce Su Mağaralarını da barındırmaktadır ’’. Pınarları var dereleri var barajı da var Taşkale ;bu sebeple yöremiz de özel bir yerleşim merkezi olarak kabul görmektedir Maalesef bu yöre de eski güzelliğini ve ününü çok sayıda açılan mermer ocaklarının tozları ,dumanları yüzünden kaybetmeye doğru eviriliyor Unutmayın; Diplomalı Cahiller : ’’çıkarılan mermer, pırlanta olsa ne yazar? .Dünya da Ülkemizi anlamlı kılan ve var eden; turistik alanlar ve tarihi eserlerimizdir’’.
Son Olarak da Gelelim Karaman’ın Çukurovası Yöresinde Kurulan Mermer Ocakları ,Taş Ocakları Meselesine; Doğayı katlederek zenginleşen emperyalist ruhlu ,zihniyetli ve hırslarına odaklı işletme sahipleri ;daldan dala atlayan kuşlar gibi hiç boş durmuyorlar.’ Kan Eksen Can Biter ‘’diye bilinen ,Karaman’ın Çukurovasıdır diye de bilinen gıda ambarı bölgesine de üşüştüler Halkımızın yarınlarını düşünmeden yine düzenin aynı adamları çevreye zehir saçan ocaklarını makinelerini verimli arazilerimizle bitişik olan dağlarımıza tepelerimize kurdular. Kurmuş oldukları zehir işletmelerin aktiviteleri sonuç verdi , verimli arazilerimiz toz duman altında kaldılar Halkımız mutsuz ama bir şey yapamıyor Halbuki bu yörenin üreticileri geçmişte tarımsal sanayisinin ‘’bisküvi, çikolata, gofret ve un mamulleri vb. temel gıdalarının ana materyalinin temininde büyük bir katkı da bulunuyorlardı Ayrıca bu yörenin gerek elma, gerek mısır, fasulye, mercimek, nohut ve gerekse de diğer tarımsal ürünlerin üreticileri de yerel ve ulusal milli üretimimize önemli katkılarda bulunuyorlardı.
Son yıllarda maalesef tarımsal girdilerin pahalı olması ,mermer ocaklarının taş ocaklarının ekinlerine dikimlerine zararlar vermesi , Paris İklim Anlaşmasına söz verildiği halde uygulamaya konulmaması , ,yağmurun yağmaması , yer altı suların da yok olma sürecine de girmesi yüzünden yörede yukarıda sözünü ettiğim gibi üreticilerimiz üretime eskisi kadar katkıda bulunulamıyorlar. Bu olumsuzluklar üreticilerimizi kara kara düşündürüyor ve mutsuz ediyor Soruyorum diplomalı cahiller sizlere ‘’Masum üreticilerin yerine sizler olsaydınız ne yapardınız?’’
Sayın yetkili yöneticiler doğamızı yeşil örtümüz katletmekten katlettirilmelerine de izin vermekten vazgeçin Verimli tarım arazilerine yakın dağlarda tepelerde mermer ocakları taş ocakları termik santrallerin kurulmasına da izin vermeyin Üreticilerimiz zor durumdalar, geçim sıkıntısı çekiyorlar Lütfen onlara kulaklarınızı açın Değilse Doğanın taşın toprağın bitki örtüsünün ve üreticilerin veballeri sırtınıza yük olarak kalacak . Benden söylemesi.
Kalın sağlıcakla
Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.