Dolar 32,2006
Euro 34,7737
Altın 2.418,90
BİST 10.055,98
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 17°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
17°C
Az Bulutlu
Sal 18°C
Çar 18°C
Per 19°C
Cum 22°C

Selam vermeyi hak etmeyenler

21 Temmuz 2023 10:34
A+
A-

Bana göre bu dünyada yüzüne bakılmaması, selam bile verilmemesi gereken kişilerin başında iyi gün dostları geliyor.

Adlarını anmamak bile en doğru hareket olur.

Neden mi?

Düşünün bir kere, hayatınız hiçbir sorunla karşılaşmadan geçip gidiyor. Kazancınız yerinde, işiniz, aşınız var. Kimseye muhtaç değilsiniz… Kısacası mutlusunuz, yüzünüz gülüyor.

Bekarsanız, arkadaşlarınızla gezip tozuyorsunuz, sevgiliniz varsa onunla takılıp, hayatın keyfini çıkarıyor, belki de gelecek planları yapıyorsunuz.

Evliyseniz ya da yaşamınızı karşı cinsten biriyle paylaşıyorsanız, çocuklarınız da varsa; eş, dost, akraba konu komşu, iş arkadaşı hep hayatınızın bir parçası olmuş, gelecek kaygısı duymadan günlerinizi geçiriyorsunuz.

Hani derler ya “dünya sana güzel” diye, aynen öyle.

Ama bazen her ne olursa oluyor, bir şeyler ters gidiyor ya çalıştığınız işinizden oluyorsunuz ya da kendi iş yeriniz de ekonomik sıkıntılar yaşayıp, iflas ediyorsunuz.

Belki de aile düzeniniz bozuluyor. Eşinizle anlaşamıyorsunuz. Evinizi, yollarınızı ayırmak zorunda kalıyorsunuz.

Dahası başa türlü türlü olaylar geliyor, maddi sıkıntıya düşüyor, elinizde avucunuzda ne varsa kaybediyorsunuz.

Moraliniz bozuk, hayatın keyfi kaçmış, yediğiniz içtiğinizden zevk almayıp, “batsın bu dünya” diyorsunuz.

“Denize düşen, yılana sarılırmış.”

Sizi düştüğünüz çukurdan çekip çıkarması için bir dost eli bekliyor, en azından moral verecek bir çift söz duymak, samimi bakan gözler görmek istiyorsunuz.

Ama yok…!

Allah için, ilaç niyetine size “nasılsın?” diye soracak hiç kimse yok.

Var da yok yani…

Herkes tiyatro izler gibi sizin yaşadıklarınızı izliyor.

“Herkes” dediğim; o güne kadar hayatınıza dahi girmemiş, tanımadığınız insanlardan söz etmiyorum.

İyi günlerinizde hep yanınızda olmuş, gülmelerinizi, eğlenmelerinizi, dost meclisini, yeme içme sofralarını paylaşmış, iyi günde de kötü günde de her zaman yanınızda olacakmış hissi verenler, “her ne olursa olsun yanındayım”, “bu hayatta hiçbir şeyden korkma, yürü, ben arkandayım” diyenlerden bahsediyorum.

Sağınıza bakıyorsunuz yoklar, solunuza bakıyorsunuz yoklar. Önünüz, arkanız boş, dımdızlak ortada, yapayalnız kalmışsınız.

İşte o zaman, ömrünün sonuna geldiğinde hayatın gerçeklerini ancak kabul edip, emek verdiği bazı insanların ne kadar nankör olduğunu görüp, kabul eden rahmetli annem gibi “vay beee!” dersiniz.

Ancak iş işten geçmiş, “keşkeler” kelebek olma yolunda ilerleyen tırtıl katarı gibi art arda dizilmişlerdir.

O zaman anlarsınız gerçek dost ne demek, iki yüzlü, iyi gün dostu ne demek!

Varlığında yanından ayrılmayan, yokluğunda toz olup gidenler, selam vermeyi bile hak etmeyenlerdir.

 


Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR