Başkan Albayrak’ın ısrarı…

Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, CHP İl Başkanlığı tarafından Lozan Antlaşması’nın imzalanmasının 100. yıldönümü nedeniyle düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada bir kez daha AK Parti Tekirdağ milletvekilleri ve il  yöneticilerine sitem etti.

“En azından açılışlarımıza gelip, yanımızda olabilirlerdi. Veya bir kutlama tebriği gönderip, hizmete açtığımız tesislerimiz için ‘hayırlı olsun’ diyebilirlerdi. Ama demediler” dedi.

Başkanın buna benzer sitemkar cümlelerini hemen her açılış ve temel atma ya da farklı törenlerde duyduğum için, CHP’deki toplantıda söz alıp, “Sayın Başkanım, AK Parti’li milletvekili ve yöneticilerin, sizin düzenlediğiniz törenlere gelmediğinden ya da kutlama mesajları göndermediğinden yakınıyorsunuz. Onlar gelmedikçe, siz daha çok olayın üzerine gidip, sitemkar konuşmalar yapıyorsunuz. ‘Zorla güzellik olmaz’ diye bir söz vardır. Neden bu kadar ısrar ediyorsunuz? Kendi kendinize yetmiyor musunuz?” dedim.

Başkan, benim sözüme karşılık olarak, “Gün, birlik ve beraberlik olma günüdür. Ülkemiz için, bölgemiz için, Tekirdağ’ımız için birlikte hareket etmemiz gerekir” dedi.

Başkan Albayrak, bana göre çok haklı. Ancak bu tür konularda sanırım duygusal davranıyor. Tekirdağ’ın gelişip, kalkınması için el ele verilip, güç birliği yapılarak, siyasi parti ayrımı yapılmadan, ayrı gayrı demeden bir araya gelinmesi gerektiğini düşünüyor ki, bunda yanlış bir şey yok. Ama gelmeyene de ısrarcı olmamak gerekir.

Çünkü gelmemenin de bir nedeni vardır. Hiç kimse hiçbir şeyi yapmak zorunda değil. İçinden gelirse yapar, gelmezse yapmaz. Israra gerek yok.

Bence Başkan Albayrak’ın yerel seçimlere kalan günleri sayıp, terhisini bekleyen asker gibi geçen her güne bir çentik atmak yerine, önüne bakmalı, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da ne yapması gerekiyorsa yapıp, yatırım ve hizmet konusunda elinden geleni ardına koymadan çalışmalıdır.

Hizmet yapılmışsa yapılmıştır, yatırım yapılmışsa yapılmıştır, hepsi halkın ihtiyacı içindir. Açılış töreni olsa ne olur, olmasa ne olur? Binlerce insan oraya toplanıp, konfetiler atılsa, balonlar uçurulsa ne olur?

Önemli olan gönüllerin bir olması. Gönüller bir olmadıkça, bedenler yan yana gelse kime faydası olur?