Bir basın parkı, parkta basın anıtı olmalı
Bize bir basın parkı, içinde de bir basın anıtı gerek. Bunun için de Tekirdağ’da gazetecilik yapan basın mensuplarının azami ölçüde işbirliği içinde olması lazım.
Basın Bayramı kutlamalarında veya gazetecilikle ilgili bir aktivite ya da kamuoyuna açıklama yapma gereği duyulduğunda, burada toplanılması daha uygun olur.
Başka şehirlerde bunun örnekleri var. Mesela Adana’da basın anıtı var. Ayrıca Muğla’da, Nevşehir’de, Kırşehir’de de var.
Basın mensupları yalnızca haber yazmakla, reklam yayınlama ya da TV, radyo programları yapmakla mükellef değildirler. Bulundukları şehrin gelişmesi, mesleklerinin her anlamda yüceltilip, halkın gözündeki güvenilirliğinin artması için de çaba göstermeleri gerek. Bu her gazetecinin bireysel sorumluluğudur.
Gazeteciler genellikle yalnız çalışır, yalnız yaşarlar ama mesleki anlamda her şeyden birlikte sorumlu tutulurlar, aynı potaya birlikte atılırlar.
Yani bir gazetecinin yaptığı güzel bir çalışma kişisel olarak onu yüceltir ama yanlış yapanın yanlışı, gazetecilik mesleğine mal edilir. Ve sanki tüm gazeteciler öyleymiş gibi gösterilmeye çalışılır.
O zaman istesek de istemesek de meslektaşlarımızın tüm hata ve yanlışlarından sorumlu tutuluyorsak ve bir noktada “siz gazeteciler hepiniz böylesiniz” suçlamasına maruz kalıyorsak, ayrı gayrı olmaya ne gerek var.
Herkesin bir hedefi, herkesin bir yolu olabilir. Her yiğidin yoğurt yiyişi de farklıdır.
Ancak gazetecilik yiğitlik yapma mesleği değil, halkı bilgilendirme, aydınlatma ve yol gösterme mesleğidir.
Bunun için de aydınlatmak için ışık saçmak, bilgilendirmek için öğrenmek, yol göstermek için de yol yordam bilmek gerekir.
Önde gidenin, yol gösterici olanın, insanların önünü aydınlatma sorumluluğunu yüklenenlerin bu özelliklere sahip olması lazım. Böyle olduğunu göstermesi için de yeni fikirlerle, yeni projelerle, yeni önerilerle ortaya çıkıp, önderlik yapması gerekir.
Basın anıtından girip, parkından çıkıp konuyu nerelere getirdik ama bana göre hepsi birbiriyle bağlantılı konular.
Sözün başını sonunda da tekrarlayayım; Tekirdağ Süleymanpaşa sahilinde bir türlü belli isim konulmayan uçsuz bucaksız dolgu alanı var ya, işte onun bir köşesinde bir basın parkı, parkta da bir basın anıtı yapılmalı diyorum.
Meslektaşlarımızla konuyu tartışalım, yerel yöneticilerden fikir ve destek alalım, uygun olanın yapılmasını sağlayalım.
Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için olalım.
Gazeteciliği hiç olmazsa Tekirdağ’da olması gerektiği yere hep birlikte taşıyalım.
Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.