Dolar 32,1994
Euro 34,7829
Altın 2.418,89
BİST 10.055,98
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 17°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
17°C
Az Bulutlu
Sal 18°C
Çar 18°C
Per 19°C
Cum 22°C

Dünyadan kopmamak gerek

13 Haziran 2023 10:39
A+
A-

Bazı insanlar içe kapanıktır, dışarıyla pek fazla irtibat kurmaz, kendi içlerinde yaşarlar. Konuşmak istesen kelimeler ağızlarından sayı ile çıkar, sohbet etsen, kendin söyler kendin dinlersin. Bu yüzden sosyal çevre de yaratamazlar. Yalnızlıkların insanı olup çıkarlar.

Bazı şehirler de böyledir. Kapıları dış dünyaya kapalıdır. Orada yaşayanlar da ne geleni ister ne de kendileri gider. “Bizim ekmeğimiz bize yeter, biz kendi yağımızla kavruluruz” diye düşünür ve de öyle yaparlar.

Kendilerine özgü yaşam şekilleri, davranışları, ilişkileri vardır. Dar bir alanda, ortak bir kültür geliştirmişlerdir. Ancak bunu pek fazla kimseyle paylaşmak da istemezler. Değişik nedenlerle başka kentlerden tayinle, çalışmak veya eğitim amaçlı gelenler hep misafirdir ve gelip geçicidirler. Bu yüzden onlarla derinlemesine diyalog kurmaz, bir şey sormaz ve öğrenmek istemezler.

Hatta maddi alışveriş dışında da pek fazla sosyal kültürel ilişkiye girmezler. Çünkü yakın temasın onları etkileyeceğini düşünür, değişmekten korkarlar.

Ve işte bu korku oradaki gelişmenin önünü tıkar. Her şey aynı kalır. Her düşünce basmakalıp olur. Dünya uzaya açılırken, içine kapanan bu insan topluluğu kabile ruhuyla yaşamaya devam eder.

Bazı yerlerde buna özgünlük, kültürü koruma ya da özünü kaybetmeme gibi kılıflar uydurulsa da, aslında yaşanan, gelişerek değişmekten korkup, geri kalmaktan başka bir şey değildir.

Ancak toplumlar arası ilişkiler öyle bir hale geldi ki dünyanın ta öteki ucu cep telefonları sayesinde artık avucumuzun içinde. Cep telefonu olan herkes internet bağlantısıyla binlerce kilometre uzaktaki biriyle temas kurabiliyor, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi her türlü olaydan anında haberdar olabiliyor.

Böyle bir durumda kafasını kuma gömerek yaşayan ve “ben kimseyi görmüyorum, kimse de beni görmüyor” diye düşünen ve kendisi gibi davrananlarla belli bir yerde ortak yaşam süren insanların durumunu bir hayal edin bakalım.

Herkesten korkarlar, dışarıdan gelen insanlara şüpheyle yaklaşırlar, her yeniliğe karşı çıkıp, dokunmak ve anlamak istemezler. Çünkü dünya ilerlemekte, onlar geri kalmaktadır. Bu yüzden ürkerler, farklı olanı öcü gibi görüp, uzaklaşırlar.

Ama az önce dedim ya kafayı kuma gömmek çare değil. Cep telefonu, internet, sosyal medya var ve daha birçok teknolojik gelişme yolda, geliyor.

Hiç kimse “bana dokunmayın, benden uzak kalın, kapımı çalmayın” diyemez. Gelecek geliyor, geçmiş gidiyor. Bu gün, birkaç saat sonra dün olacak. Yarının, gelecek olduğunu unutmayalım. Dünyadan kopmayalım.


Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR