NEREDE O GÜZEL KOKULU ANADOLU ÜRÜNLERİ?

Madem ülkemizin gelişmiş ülkeler arasında yer aldığı söyleniyor; eğer yukarıda belirttiğim eksiklikler yerine getirilmezse, ülkemiz Avrupa ülkeleri arasına giremez. Ülkemizin Avrupa ülkeleri konumunda olması isteniyorsa yapılması gerekenler şunlardır:

İnsanlara ve hayvanlara zarar veren hastalık etmenleri, bitkilere zarar veren hastalık etmenlerine az çok benzer. İnsan tababetinde olduğu gibi, önemli olan hastalık etmenlerinin tanımları doğru yapılmalı ve tedavilerinde de doğru ilaçlar kullanılmalıdır Ne yazık ki bu konuda da Avrupa Ülkelerinden gerideyiz.

Sözgelimi ülkemizde bazı tarımcılar, bazı ilaç bayileri veya bazı ziraat mühendisleri her şeyi bildiklerini zannederek bitki hekimlerini görevlerini üstlenmiş durumdalar. Bu yanlış zihniyetten dönülmeli ve her üretici de bitkilerine kimyasal bileşikler uygulamadan önce bitki hekimleriyle görüş alışverişinde bulunmalıdırlar.

Dış ülkelere sattığımız ürünlerimizde tarım ilaç kalıntılarının bulunmasında Hindistan gibi, ülkemizin de kötü ün kazanmasında üreticilerimizin payı yadsınamaz. Üreticilerimiz de yasalara uyum sağlamıyor ya da sağlamak istemiyorlar.

Üreticilerimiz ürünlerini ilaçladığı gün ya da ertesi gün, fiyat durumuna göre zehir yumağına dönüşmüş ürünlerini tüketicilerin sağlıklarını düşünmeden pazara sunabilme cesaretini gösterebiliyorlar. Bu tip üreticilere, yasalara uymayan, vicdanlarının sesini dinlemeyen üreticilere trafik cezası gibi yüklü miktarda caydırıcı para cezası verilmeli, ayrıca bu durum üreticinin siciline işlenmelidir.

Böyle üreticiler öteki üreticilere sağlanan kolaylıklardan belirli bir süre yararlanamamalıdır. Her önüne gelen de tarım ilaçlarını satamamalı ve ilaçlar reçete karşılığında satılmalıdır.

Ülkemizde de AB’nin gıda güvenliği standartlarında uyumlu meyve sebze ve diğer gıdalarımızı üretmeliyiz. Ürünlerimiz tarım ilaçları ve diğer kimyasal kalıntılardan ari olmalı ve sağlık yönünden AB piyasasında diğer ülkelerin ürünleriyle rekabet edebilecek durumda olmalıdır.

Özellikle Pestist Kalıntılarının Sebze, Meyve ve Diğer Gıdalar Üzerinde Varlığının Tespit Edilmesi İnsan Sağlığı Açısından Çok Önemlidir. Bu Konuda Denetim Zorunludur ve Kaçınılmazdır..Bu bağlamda:

Yurt dışına satılacak ve yurdumuza ithal edilecek meyve , sebze ve diğer gıda ürünlerinde zehirli tarım ilaçları, vb. kimyasal madde kalıntısının bulunup bulunmadığını belirlemek amacıyla Avrupa Ülkelerinde kurulan Rasff platformu sistemi, ülkemizin 81 ilinde de kurulmalıdır. Bu konuda yetkin bilim adamları görevlendirilmeli, bu uzmanlar, düzenli olarak bulunduğu yörelerdeki hal, market ve pazarlardaki meyvelerden, sebzelerden ve gıdalardan örnekler alarak ‘’gıda analizlerini’’ yapmalıdır.

Zehirli buldukları gıdaların satışları engellenmeli, hatta zehirli gıda satan veya bulunduran işyerlerine de yüklü para cezaları verilmelidir. Bu durum söz konusu işletmelerin sicillerine de işlenerek, tekrarı durumunda daha başka yaptırımlara da yönelinmelidir.

Her önüne gelen meyve sebze ve gıdalarımızı yurt dışına ihracat yapamamalıdır. Bu konu ülkemizin dış ülkeler arasındaki ticari saygınlığı ve güvenilirliği bakımından da son derece de önemlidir. Bu yüzden bir pazar kaybedilirse, bunun telafisi yıllar alacaktır.

İhracat yapan şirketlere konuyla ilgili olarak uymaları gereken şartlar ortaya konulmalıdır. Dış satım ürünlerinde kimyasal kalıntı bulunması durumunda caydırıcı önlemler uygulanmalı, bu durum sözkonusu işletmelerin sicillerine de işlenerek, tekrarı durumunda başka yaptırımlara da yönelinmelidir.

Tarla-bahçeden paketleme evlerine kadar her aşamada denetim organlarının (teknik personel ve altyapı) nitelik ve nicelikleri güçlendirilmelidir. Kimyasal ilaç kullanımında doz aşımının önüne geçilmeli, etkinlik sorunu çözülmelidir. Yerli üretim ilaçlardaki formasyonlar orijin ilaçlardakine eşdeğer düzeyde olmalı. Gerek arazi denemelerinde, gerekse ruhsat onay süreçleri bir imzadan ibaret olmamalıdır. Bu süreçte kamu ve özelde çalışan sektör paydaşları etkinlik ve arazi denemelerinde işin başında olmalıdır.

Bu konuda eğitimler arttırılmalıdır.

Ruhsatlı pestisit ve diğer tarımsal gübre, vb. girdiler açısından dünya ülkeleriyle entegre olmuş akreditasyon sistemleri ivedilikle sağlanmalıdır. Maksimum rezidü limit (MRL) değerleriyle ilgili pestisit ruhsat sorunları aşılmalıdır.

Reçete yazan Danışman Ziraat Mühendislerine yaşam boyu öğrenme süreçlerinde Ziraat Mühendisleri Odası‘yla eşzamanlı işbirliği içerisinde eğitimler verilmeli, meslek odalarının özellikle teknik konularda etkinlikleri arttırılmalı ya da konuya yönlendirilmeleri sağlanmalıdır. Kalıntı konusunun önemi öncelikle Ziraat Mühendisleri tarafından algılanmalıdır. Bu konuda farkındalık kazanılmalıdır. Sonuç olarak bindikleri dalı kesmemeleri konusunda bilinç oluşmalıdır.

Her ihracat şirketinde de toksikoloji laboratuvarı kurulmalı, bu laboratuvarlarda en az bir bitki hekimi ve bir de toksikoloji uzmanı çalıştırılmalıdır.
Sonuç: Bizim insanlarımız Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan insanlar gibi yaşantılarını sürdürmek hakkına ve hukukuna sahiptir.
Benden söylemesi.
—
(*) Ülkemize geri gönderilen pestisit kalıntılı gıdalarımızla ilgili daha ayrıntılı bilgilere TÜDEF’ın bildirimlerinde ve pestisit nedeniyle AB’den Türkiye’ye geri gönderilen gıdalar sitesinde bulabilirsiniz.