Dolar 32,2729
Euro 34,8078
Altın 2.435,93
BİST 10.268,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 18°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
18°C
Az Bulutlu
Cum 20°C
Cts 21°C
Paz 17°C
Pts 18°C

ÖFKEYİ KEŞFET!

18 Ağustos 2023 13:12
A+
A-

Öfke sabah gözümüzü açtığımız andan gece yatana kadar hatta yattıktan sonra da rüyalara kadar tüm hayatımıza sızan bir duygudur.

Görünüşe bakılırsa içimizde bir öfke üretim fabrikası var ve kesintisiz bir şekilde faaliyette.

Küçücük çocuklardan hayatının son anlarına gelmiş insanlara kadar gözümüzü nereye çevirsek öfkeyle karşılaşıyoruz.

Ama işin ilginci şudur ki bu kadar yoğun ve bu kadar hayatımızın içinde olan bir şeyi ne tanıyoruz ne de dinamiklerini biliyoruz. Zaten sorun da burada başlıyor. Tıpkı her gün içimizde çalışan organlardan bir haber oluşumuz, dinamiklerini bilmiyor ve aslında umursamıyor oluşumuz gibi.

Öfke nefes gibi hep orada ve gün içinde yerli yersiz kendini bize gösteriyor. Peki, biz ne yapıyoruz?

Örneğin beden susuzluk sinyali verince su buluruz, eller kirlenince yıkamaya gideriz. Yaşam dinamiğimizde her olguya hali hazırda verilen bir yanıt sistemi vardır. Peki, ya öfke gelince?

Öfke kapıya gelince ne yapıyorsunuz? Genel bakışta şunu görürüz. İnsan öfkeyi ya tutamaz ve dışa vurur ya da kaçar ve bastırır. Dışa vuruşlar yüz ifadesi, bedende ortaya çıkan belirli hareketler, tekme, yumruk atma, bağırma, yüksek sesle konuşma, yıkma, kırma, dağıtma dürtüsü vb. şeklinde olur. Kaçma ya da bastırma ise şu gibi gösterir kendini; dişini sıkıp dayanma, kendini tutma, sözlerini yutma, suçluluk, fazla yeme, sigara, alkol, uyuşturucu kullanımı, fazla uyuma, depresyon, dikkati farklı yöne kanalize edecek eylemlerle oyalanma bilgisayar oyunları, sosyal medya, film, internet vs.

Peki, öfke kapıyı çalınca karşılaştığı bu iki muamele türü beklenen ve olması gerekenler mi? Daha da önemlisi olayın devamı bizi nereye götürüyor?

İlk versiyon, yani dışa vurmak, enerjinizi tüketir, yıkıcı eylemlere neden olur, kişi hem kendini ve etrafı yıkar ve verilen etkilerin tepkisi kişiye geri döner. Yani iş olduğu noktadan daha kötü bir noktaya doğru ilerler.

İkinci versiyon, kaçma ya da bastırmada neler olur? Kişi olayı bastırır, görmezden gelmeye çalışır, reddeder böylece bilinçaltında bir öfke havuzu inşa edilir. Her bastırma ve kaçışta havuza biraz daha ekleme yapılır. Bu içerde tutulan negatif kişiye içten zarar verir. Gerek fiziksel gerekse psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıkar. Ayrıca gün gelir ki büyük bir patlama ile havuz taşar ve daha büyük bir tahribata neden olur.

Peki, o zaman öfke kapıya geldiğinde ne yapacağız? Başka bildiğimiz pek bir şey yok gibi. Çocukluktan tek öğrendiğimiz ifade et, kaç ya da bastır. Ama bu üç hamlede bizi çıkmaza sokuyor. O zaman ne yapacağız? İlk başta öfkeyle tanışacağız. Hayatınız boyunca öfke size bir düşman olarak tanıtıldı. Gördüğün yerde ya savaş ya da kaç denildi. Hal böyle olunca siz bir kere bile öfkeyi tanımaya, anlamaya çalışmadınız. Öfkenin size ne demek istediğini anlamadınız. Öfke kapınıza gelince her zaman yaptığınızı yapmayın, öfkenin gözlerinin içine bakın ve ondan korkmayın. Öfke düşman değildir. O içinizden gelen bir unsurdur ve ona karşı olumsuz her tutum aslında kendine karşı koymaktır. Öfke ile tanışın, onu tanıyın ve anlayın. Öfke normal, insani ve doğal bir duygudur veya daha doğrusu duygusal bir tepkidir. Birey saldırıya uğradığında, bir şeyden yoksun bırakıldığında, engellendiğinde, kısıtlandığında, tehdit edildiğinde vb. durumlarda öfke denilen duyguya kapılır. Bir yandan da öfke yaşamın sürdürülmesi için gereklidir, uyarıcı bir işarettir. Bireyi tehditlere karşı uyarır ve kendisini korumasına olanak sağlar. Fakat kontrolsüz öfke zararlıdır. Bu duyguyu kontrol altında tutmak çok önemlidir. Genelde öfke, gerçekleşmemiş bencil isteklere, hoş olmayan sonuçlara, hayata geçmemiş beklentilere ve karşılanmayan ihtiyaçlara duygular aracılığıyla verilen tepkidir. Buradan şunu anlıyoruz ki öfkenin bir önceki aşamasında bir hayal kırıklığı ve engellenmişlik hissi var. Burada en iyi hamle içinizdeki beklentileri minimize etmek olur. Çünkü insan tatminsizlikten ötürü sayısız beklentiler içine girer; kendinden, insanlardan ve hayattan. Hedefleriniz, istekleriniz olsa bile onların kölesi olmak başka bir meseledir. Evet, kendinizden bir başarı bekliyor olabilirsiniz ama istekler her zaman iki sonuca varır; olmak ya da olmamak. İşte olayın başında gerçekçi ve rahat bir modda olursanız ve her şeyi bir oyun olarak görürseniz işler daha iyi seyreder. Yani bu hayatta her şey bir araçtır onu amaca çevirirseniz olumsuzluklar peşi sıra takip eder. Ama her şey bir araç ise hedef tutmadığında da dünyanın sonu gibi davranmaz ve gülüp yola devam edersiniz. İlk başta bu modu geliştirmeye çalışın. Mutluluğunuzu dışsal unsurlara endekslemeyin. Çünkü bu, o demektir. O amaca çok umut bağlamışsınız demektir. Mutluluğu, sevgiyi o şeye bağlamışsanız, o şey olmayınca sanki mutluluk, sevgi vs. de kaybedilmiş gibi gelir. Ama mutluluğun dışsal hiçbir şeyle alakası yoktur. Mutluluk başlıklı yazımızı da okumanızı öneririm. Bu farkındalığı geliştirince öfke konusunda muazzam bir yol kat etmiş olacaksınız. Sonrasında ise öfke gelince dışa vur, kaç ve bastır mekanizmasından dönüştürme mekanizmasına geçiş yapmamız gerekir. Yani öfkeyi ufukta gördüğünüz anda hemen gözlerinizi kapatın derin tam nefes alın, içinizdeki öfkeyi nefesle sardığınızı hayal edin ve her nefes verişte öfkeyi nefesle birlikte atın. Bunu öfke yatışana kadar yapabilirsiniz. Her sefer bu yöntemi kullanarak öfkeyi dönüştürebilirsiniz. Böylece öfke zararsız bir şekilde giderilmiş olur.

Öte yandan Dünya Değişim Akademisi’nde yer alan “Öfkeyi Dönüştürme Sanatı” programı ile öfkeyi daha derinlemesine keşfedebilir ve öfke dönüştürme konusunda kendinizi daha da geliştirebilirsiniz.

Sözün özü öfke konusunda hali hazırda olan anlayış ve tutumumuzda bir değişim gerektiği açıktır. Çünkü mevcut anlayış ve tutum bizi bir yere vardıramamıştır, o halde zaman değişim zamanıdır. Hep dediğimiz gibi:

“KENDİNİ DEĞİŞTİR, DÜNYAN DEĞİŞSİN; DÜNYANI DEĞİŞTİR, DÜNYA DEĞİŞSİN.”


Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
20 Kasım 2023 13:22
13 Kasım 2023 10:04
30 Ekim 2023 15:00