“Tıklamacı” habercilik anlayışı

Eskiden haberin başlığı ne anlatıyorsa, içeriğinde de o vardı. Haberin fotoğrafına bakan, içeriğinde ne olduğunu anlardı. Çünkü fotoğraf öyle güzel ve anlam yüklü olurdu ki, okuyucu bazen haber metnini okumaya gerek duymazdı.

Bu nedenle meslek örgütleri tarafından yılda bir kez düzenlenen başarılı gazeteciler yarışmasında haber fotoğrafı dalında ödül almak büyük başarı sayılırdı.

Ve gerçek ve ciddi gazetecilik anlayışı ile çalışılan yerlerde başlık başka, içerik başka olup, yalnızca habere tıklatmak için okuyucu aldatılmazdı.

Günümüzde maalesef ki habercilik adı altında, insanların güveni suistimal ediliyor. Zamanı çalınıyor, siniri bozuluyor, en önemlisi de gazetecilik mesleğine karşı güven duygusu tamamen yok olup gidiyor.

Ne karşılığında peki?

Bir tık karşılığında.

Kimileri için yeter ki okuyucu haberin üzerine parmağını bassın. Haber sayfası açılsın, ama okuyucu doğru bir bilgi bulur mu, bulmaz mı önemli değil.

Böyleleri için önemli olan tek şey internet haber sitesinin günlük tıklanma sayısı.

Bu sayede çok okunuyor görünüp, reklam alacak, para kazanacaklar.

Bir tık için bunu yapan, başka şeylerde ne yapmaz…

Ama gerçek habercilik bu değil.

Gerçek ve doğru habercilik; insanları bir tık için aldatmak değil, karşılığı ne olursa olsun doğrulardan sapmadan, gerçek neyse, abartmadan, saptırmadan, eğip, bükmeden olduğu gibi yazıp, yayınlamaktır.

Burada hiç kimseye gazetecilik dersi verecek değilim. Ama yıllardan beri bu işi yapan biri olarak karakterimde ne varsa mesleğime de onu yansıtıyorum. Habercilik yaparken ne parayla pulla işim oldu ne de, gerçeğe aykırı haber yazarak halkı aldattım.

Ama gün geldi gazete de yönettim, haber müdürlüğü de yaptım, reklam da aldım. İnternet sayfamızdaki haberlerimiz çok okunsun diye ilginç, dikkat çeken başlıklar da kullandım. Ancak haber başlıklarımla, haber metni hiçbir zaman ayrı olmadı, sağ gösterip sol vurmadım.

Çünkü bazen iş olarak yapılanlar, zaman gelir insanın davranışlarına yansır, karakterinin bir parçası haline gelir.

Bizim mesleğimiz onurlu, gururlu, yalandan dolan uzak duran, doğrudan sapmayan, insanları kandırmayan, küçük menfaatler için virgül gibi eğilmeyen, yalakalık, dalkavukluk yapmayanların mesleğidir.

Belli zamanlarda, belli şeyler değişebilir, farklı uygulama yoluna girilebilir ama su kendi yolunu bulur. Yatağı değiştirilse de mutlaka bir gün yine kendi yatağına döner. Eminim ki gazetecilik de öyle olacak.

“Tıklama” peşinde koşanların yerini yine gerçek haberciler alacak.