Dolar 32,2462
Euro 34,7569
Altın 2.444,38
BİST 10.218,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 16°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
16°C
Az Bulutlu
Pts 17°C
Sal 18°C
Çar 18°C
Per 20°C

Kiraz Festivali, F-16 ve günebakan kabukları

10 Haziran 2023 11:47
A+
A-

Süleymanpaşa sahilinde çimler üzerine oturmuş Solo Türk gösterisinin başlamasını bekliyorduk.

Etraf panayır gibiydi. Büyük küçük, yaşlı genç, kadın erkek herkes geçen yıl olduğu gibi Türk Hava Kuvvetleri’ne ait F-6’nın müthiş bir hız ve gürültüyle üzerimizden geçeceği ana odaklanmıştı. Atmosfer gerçekten de güzeldi. Kalabalık da o derece fazla ve dikkat çekiciydi.

Bir yanda yiyecek içecek satışı yapılan stantlar, diğer yanda giyecek standlarının bulunduğu dev çadır, az ötede de akşamları verilecek konserler için kurulan platform vardı.

Biz de eşimle sırt sırta vermiş, herkes gibi çimler üzerinde oturup, bekleme halindeydik. Az sonra emekli öğretmen olan komşularımız da bize katıldı. Biz önceden gelmiş, sözleştiğimiz gibi onları bekliyorduk. Kare tamamlanmıştı.

Ellerimizde cep telefonları o müthiş anın kaydını yapmak için video ve fotoğraf çekmeye hazırdık.

Bu arada Solo Türk’e ait şapka, tişört, maskot vb. aksesuarları satışı yapılan TIR’ın az ilerisinde kurulan bir platformdaki görevli de elindeki mikrofondan devamlı anons yapıyor, F-16’nın birkaç dakika sonra Tekirdağ semalarında görüneceğini söylüyordu.

Üç çocuk babası, emekli öğretmen komşumuz, eşi, ben ve eşim yan yana denizden tarafa dönük oturuyorduk. Bizim gibi çimler üzerinde oturan, ayakta duran veya yanlarında getirdikleri kamp sandalyelerine kurulanların yüzleri de hep aynı yöne dönüktü. Savaş uçağının gösterisi başladı başlayacaktı.

Yan tarafımda oturan komşumuzun “şu hale bak” sözüyle, birkaç metre sağ tarafımızda yerde oturan genç çiftten yana döndüm. Genç bir erkekle, kız yan yana oturmuş, hem günebakan çekirdeği yiyor hem de uçak gösterisinin başlamasını bekliyordu. Az ötelerinde bir başka genç çift daha vardı. Onlar da birbirine sarılmış oturuyordu. Günebakan çekirdeği yiyenlerin arkasında, onlardan birkaç yaş daha büyük karı-koca, önlerinde plastik bir masa olduğu halde, kamp sandalyelerine oturmuş, yanlarında getirdikleri abur cuburları atıştırıyordu. Bulunulan ortamda sıcak, samimi ve sevgi dolu bir hava esiyordu.

Ancak emekli öğretmen komşumuzun dikkatini çeken şey insanlar değil, hemen yanımızda günebakan çekirdeği yiyen çiftin, yedikleri çekirdeğin kabuklarını önlerindeki çimler üzerine atmalarıydı. O tarafa dönünce, hallerinden sevgili oldukları anlaşılan çiftin önünde bir öbek çekirdek kabuğu gördüm.

“’Ayıp oluyor gençler’ dedim” dedi, komşumuz. Ardından, genç çiftin “giderken toplarız efendim” dediğini söyledi. Ama gördüğü manzara onu üzmüştü. Eşi de olaya tepki gösterip, benim birkaç gün önce çevre kirliliği ile ilgili yazdığım makaleye atıfta bulunup, “görüyorsun işte gazeteci bey. Değişen bir şey yok. Ne kadar ayıp” dedi.

Hafifçe tebessüm edip, “haklısınız hocam” dedim. “Eğitim şart…”

Yıllarını okullarda geçirmiş, ülkenin birçok yerinde çocukları, gençleri eğitmek için çaba harcamış olan öğretmen emeklilerinin o an içlerinden ne geçirdiğini bilemem ama üzüldüklerini hissettim.

“Üzülmeyin hocam” dedim. “Bunlar eğitilemeyenlerden. İçinde olmayanı eğitsen ne olur, eğitmesen ne olur? Burada yapmasa, başka bir yerde yapar. Önemli olan karakter.”

“Yapacak bir şey yok” dedi. Ama üzülmüştü tabii.

O arada “geliyorrrrr!” diye bir ses yükseldi. Fazla sürmedi koskoca F-16 arkasında beyaz bir duman bırakarak, binlerce insanın üzerinden son sürat geçti, peşinden de kulakları sağır eden bir gürültü yayıldı.

İzleyenlerde bir çığlık, bir sevinç gösterisi… Babalarının omuzlarında oturup, üzerinden geçen savaş uçağına Türk Bayrağı sallayan çocuğun mutluluğu, o an oradaki herkesin güm güm atan kalp sesi, martıların korku çığlıklarına karışıyordu. Ve Kiraz Festivali’ni düzenleyen Süleymanpaşa Belediyesi’ne ait dron, tüm bunları kamerayla an be an yukarıdan kaydediyordu.

Yaklaşık yirmi dakika süren gösteri bittiğinde gökyüzüne dönük yüzler yeniden aşağı indi. İşte o anda yandaki çiftin el ele tutuşup, hızlı adımlarla yanımızdan uzaklaştığını gördüm. Komşumuza başımla onları işaret edip, “gidiyorlar hocam” dedim.

Hep birlikte az önce oturdukları yere baktık, bir öbek günebakan çekirdeği kabuğu ve boş çekirdek ambalajı orada duruyordu.

Söyleyecek bir şey yoktu.

Eğitim şart. Hem de çocuklukta. Hem de ailede…


Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR