Dolar 32,2081
Euro 34,8604
Altın 2.444,95
BİST 10.218,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 21°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
21°C
Az Bulutlu
Paz 15°C
Pts 17°C
Sal 18°C
Çar 19°C

Bazı şeyleri hala öğrenemeyenler var

9 Eylül 2023 10:01
A+
A-

Osmanlı İmparatorluğu’na matbaa geç gelince, kitaplar da geç basılmış, okuma yazma olayının gelişmesi gecikmiş, insanlar geç aydınlanmış ve bazı şeyleri de geç idrak etmiş ya, işte günümüzde de bazı şeyleri hala geç idrak edenler var.

Mesela toplu taşıma araçlarıyla seyahat ederken, otobüs durağa yanaşmadan, zahmet edip, yerinden kalkarak, arka kapıya yanaşmak ve durunca da kimseyi rahatsız etmeden, inme olayı var ya, işte onun gibi. Bunu bile hala idrak edip de, uygulamayanlar var.

Erkek ya da kadın, genç veya yaşlı hiç fark etmiyor, insanlar öylesine ehlikeyf ki, bazen dayanamıyor arkalarından söyleniyorum; “Bir zahmet kıçını oturduğun koltuktan erken kaldır da, kapıya yanaş, otobüs senin keyfinin gelmesini beklemek zorunda değil” diye.

Yaşlı, engelli, hamile ve hasta vatandaşları bu eleştirimin dışında tutuyorum, öyle de yapmak gerek zaten. Bu vatandaşlarımız beden hareketleri konusunda kısıtlı olduğundan, onlara yalnızca toplu taşıma araçlarında değil her yerde, yaşamın her anında yardım etmeli, destek olmalıyız.

Ancak gencecik kız ve erkeklere ne demeli? Yolculuk boyunca gözlerini elindeki telefondan ayırmıyor, ya oyun oynuyor ya da sosyal medyada tur atıyor, otobüs tam durağa geldiğinde de aniden yerinden fırlayıp, sağındaki solundakini ite kaka kapıya ulaşıp, kendini aşağıya fırlatıyor. Biraz saygı, biraz nezaket, biraz anlayış ve düşünce… Ama nerdeeeee?

Anlamadım gitti… Genetik bir sorun mu var? Kuşaktan kuşağa geçen bir alışkanlık mı? Yoksa matbaa geç geldi diye mi böyle? Gerçekten anlayamıyorum.

Eskiden, ama çok çok eskiden, matbaanın ilk geldiği yıllarda değil ama, en azından otuz, kırk yıl kadar önceleri toplu taşıma araçlarını kullananlara bazı davranış kurallarını öğretmek için camlara, kapılara yazılar asılırdı. Örneğin; “Yüksek sesle konuşmayın”, “arka kapıya yaklaşın”, “engellilere, yaşlılara, hamile ve çocuklu hanımlara yer verin” diye.

Sanki zaman tersine ilerliyor gibi bir durum var şimdilerde. Ya da aramızda matbaanın ülkemize gelmesinin üzerinden asırlar geçtiğinin farkında olmayanlar yaşıyor gibi.

Çünkü bazı şeyleri öğrenmek veya öğretmek için otobüs camlarına, kapılara, duvarlara yazmaya gerek yok artık. Cilt cilt kitaplar yazıldı, sayfa sayfa anlatıldı yaşamın kuralları.

Keşke gençlerimiz o binlerce liralık cep telefonlarının ekranına kitlenip, başka dünyalara doğru zaman yolculuğuna çıkarken, biraz da bu tür şeyleri araştırıp, öğrenseler. Mesela “adab-ı muhaşeret kuralları” diye bir şey var. Orada yazar. Hatta der ki; “kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi, başkasına yapma.”

Mealen ifade edecek olursak; “otobüse ağzına kadar dolu, kaya gibi sert sırt çantasıyla binip, koltuğa oturmaya çalışırken, çantayı küt diye yan koltukta oturanın suratına çarpma” diyor.

Bilmem derdimi anlatabildim mi?

 


Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR