Dolar 32,2081
Euro 34,8604
Altın 2.444,95
BİST 10.218,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 21°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
21°C
Az Bulutlu
Paz 15°C
Pts 17°C
Sal 18°C
Çar 19°C

Beyaz soğan

19 Ekim 2023 09:53
A+
A-

Bir yandan kabuklarını soyuyor bir yandan da söyleniyordum.
Çürüklerini ayıklayıp, çöp poşetine atarken, sağlam olanların başlarını kesip, kabuğunu soyduktan sonra fırın tepsisine diziyordum.
Başımda dikilen eşim de “o sağlam, bu çürük, o sağlam bu çürük” diyerek, bozuk olanları ayırıyordu.
Tabii bu arada ikimiz iki yandan, “niye aldık bu bozuk soğanları” diyerek, satan adama bir güzel methiyeler düzüyorduk.
Övgülerimizle adamın kulaklarını bir çınlattık, bir çınlattık ki sormayın… Şiir gibi… Hem de ne şiir, ucu bucağı yok…
İşin aslı; biz bir güzel kazık yedik. Hem de bir çuval.
“Bir çuval kazık nasıl olur?” diye sormayın.
Kazık çuvala sığar mı diye düşünebilirsiniz. Sığdı valla. Ucu acık dışarıda kaldı. Tabii batan tarafı da o oldu zaten.
Yazlıkçıların el ayak çektiği, yerlilerin ise içe kapanmaya başladığı şu günlerde yazdan kalma bir pazar gününde Kumbağ’a gidip, hem içimize güneş dolduralım hem de dalga seslerinde bir güzel kahvaltı yapalım istedik.
Kahvaltıdan sonra durağa doğru yürürken kamyonette soğan satan birini gördük.
Kışlık soğanımızı tedarik edelim diyerek, yaklaştık. Küçük çuvallara doldurulmuş, onar kilogramlık beyaz kabuklu soğanlar. Biraz değişik geldi ama beyaz soğanların daha az acı olduğunu bildiğim için almaya karar verdim.
Bir çuvalına yüz elli lira verip, çuvalı büyük bir poşete koyup, eve doğru yollandık.
Orta boy soğanlar tam bizim tüketim alışkanlığımıza göreydi.
Ancak soğanlarda bir tuhaflık vardı. Önce ne olduğunu anlayamadık. Sanki biraz daha sertçeydi. Ve hemen hemen hepsi ikiz ya da üçüzdü. Bir de tahmin ettiğimizden fazla göz yakıyordu.
Semt pazarında kilosu yirmi beş lira olan soğanı on beş liraya aldığımız için sevinirken, eşim bir hafta kadar sonra “mutfakta kötü bir koku var” dedi.

Kokladım, soğan kokuyor. “Yok bir şey” dedim. Ama içime kuşku girdi, ertesi gün akşam, tüm sandığı bir tepsiye boşaltıp, kontrol ettim. Gerçekten de alttakilerden çürüyenler vardı. Koku onlardan geliyordu. Belki ezilenler bozulmuştur diyerek, çürüğünü atıp, sağlamlarını yeniden sandığa doldurdum.
Ancak iki gün sonra sandıktan soğan alırken bir de baktım ki içlerinden ikisi filizlenmiş.
“Allah, Allah” dedim, “mevsimler değişince, canlıların huyu suyu da değişti. Kediler ne mart diyor, ne haziran, zırt pırt yavruluyor, meyve ağaçları olur olmaz zamanda çiçek açıyor. Şimdi de kışlık diye aldığımız soğanlar filizlendi.
Baktık olacak gibi değil. Soğanlar teker teker telef olacak, en iyisi pişirip, derin dondurucuya koyalım, öyle tüketiriz dedik.
Akşam da soğanların bir bölümünü mutfak tezgahının üzerine boşalttık. Fırında pişirip, daha sonra meze olarak kullanmak en iyisiydi.
Acısı azdır diyerek aldığımız soğanların kabuklarını soyarken bile gözlerimizden yaş akıyordu.
Hava soğuk olduğu için kaloriferi yakmıştık. Bu yüzden soğan kokusu tüm odalara yayıldı. Pencereyi ve balkon kapısını açmak zorunda kaldık. Tabii fırında pişerken soğan kokusu arttıkça arttı. Gecenin bir yarısı etrafa yayılan soğan kokusundan dolayı komşulardan özür dileriz. Suç bizim değil. Rengine kandığımız beyaz soğanları kışlık diye bize yutturanda.
Onunla bir gün karşılaşırsam kabak satanla erik satan adamın hikayesini anlatacağım.


Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR