Dolar 32,2081
Euro 34,8604
Altın 2.444,95
BİST 10.218,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 15°C
Hafif Yağmurlu
Tekirdağ
15°C
Hafif Yağmurlu
Pts 17°C
Sal 17°C
Çar 18°C
Per 18°C

HERKES EKTİĞİNİ BİÇER (l)

9 Ekim 2023 09:41
A+
A-

“İçinde öylesine okuma isteği vardı ki her gün bir saat gidiş, bir saat geliş olmak üzere tam iki saat taşlı topraklı yolda yürümek gücüne gitmiyordu. Ayağını her taşa çarpmasında daha da hırslanıyor, çamura her batışında hırsı kabarıyordu.

Kendi köyleriyle okulun bulunduğu köyün arası yaya olarak tam bir saat sürüyordu. Okul arkadaşlarıyla birlikte her sabah güneş doğmadan yola çıkar, zil çalmaya yakın okula ulaşırdı.

Kahvaltısını çoğu kez yolda yapardı. Annesi, evden çıkarken, içine peynir, zeytin, bazen reçel koyduğu dürümünü eline tutuşturur, o da bir yandan dürümünü yerken bir yandan da okula doğru yürürdü. O bir gururdu ona.

Arkadaşları da kendisi gibi yapardı. Her birinin elinde uzunca bir dürüm, sırtlarında okul çantaları, hızlı adımlarla okulun yolunu tutarlardı.

Hasan’ın okul hakkındaki düşünceleri arkadaşlarıyla aynı değildi.

Arkadaşları okulu onun kadar sevmezlerdi. Her tepe çıkışlarında ağızlarından küfürler savrulur, içlerinden, “tatil gelse de kurtulsak” derlerdi.

Okul biter mi? Bir sınıf atlasalar ikincisi var. İkinci sınıfı geçseler üçüncüsü var.

Okumak bu, öğrenmek bu… Sabır ve çalışmak ister.

Ama Hasan’ın arkadaşları için okul başka şeyler ifade ediyordu. Onlar için okula gitmek; zaman doldurup, tatil günü gelince karneyi almaktı. Dersler ister zayıf olsun, ister iyi. Önemli olan sınıf geçmekti. Bu yüzden pek bir şey öğrendikleri de yoktu. Bazıları üçüncü sınıfta oldukları halde hala çarpım tablosunu bile ezberleyememişlerdi.

Bazı günler arkadaşları yarı yolda okula gitmekten vazgeçer, Hasan’ı yalnız bırakırlardı. Canları okula gitmek istemeyince, hele hava da güzelse düzlük bir yer bulup, oyuna dalarlardı. Ya da çam ağaçlarının altında oturur, hafiften kestirirlerdi. En çok da başkalarına ait bahçelerden meyve yürütmek için harcarlardı zamanlarını.

Hasan hiç bir zaman onlara uymazdı. Okulunu astığı pek görülmemişti. İster yağmur olsun, ister çamur, mutlaka okuluna zamanında yetişirdi. Yolda oynayıp, eğleneyim demezdi hiç. Başkalarının bahçesinden meyve sebze çalmak ise ona göre çok kötü bir davranıştı. Bu konuda arkadaşlarını uyarır, yaptıklarının kötü bir davranış olduğunu söylerdi. Ama hiç biri oralı olmazdı. Bu yüzden onlara pek takılmazdı. Tek başına giderdi, onlar gelmek istemediği zaman.

Kıyafetleri eskiydi ama temizdi. Okulu asan öteki arkadaşları gibi üstünü başını yırtıp, parçalamazdı oyun oynarken.

Okul çıkışı karanlığa kaldığında korkardı. Baykuş sesleri içini ürpertirdi. Ormanın içinden geçerken, çam dallarını yalayıp geçen rüzgarın çıkardığı sesten ürkerdi. Çamlar konuşuyor gibi gelirdi kendisine. Ama tüm bunlar hiç bir zaman okuma hevesini kırmaz, aksine daha da güçlendirirdi.

Yaşadığı köyde elektrik yoktu. Ödevlerini bazen şöminenin alevinden odaya yayılan loş ışıkta, ara sıra da gaz lambasının ışığında yapardı. Bazen de çıra veya mum kullanırdı.

Sınıfının en çalışkanlarından biriydi. Öğretmeni de kendisini çok severdi. Hasan’a her zaman okuyup, büyük adam olacağını söylerdi. Hasan keyiflenirdi. Öğretmeninin gözünün içine bakardı. Destek verdiği için minnet duygusu beslerdi ona karşı.

Hasan’ın babası çiftçiydi. Bağla, bahçeyle, uğraşırdı. Kazandığı parayla ancak geçimlerini sağlayabiliyordu. Çocuklarını şehirlerde okutacak, para harcayacak durumu yoktu.

Hasan, ilkokul üçüncü sınıfı bitirip, dörde geçtiğinde karşısına alıp;

-Evet oğlum, dedi. Okul buraya kadar. Bundan sonra ağabeylerin gibi bana yardım edeceksin. Bak okumayı çok iyi söktün. Hesap yapmayı da öğrendin. Bundan sonra okumana gerek yok.

(Sürecek)

 


Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR