Dolar 32,2081
Euro 34,8604
Altın 2.444,95
BİST 10.218,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 20°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
20°C
Az Bulutlu
Paz 15°C
Pts 17°C
Sal 17°C
Çar 18°C

HERKES EKTİĞİNİ BİÇER (lV)

12 Ekim 2023 10:39
A+
A-

Hasan’ın hikayesini anlatan bir diş hekimiydi. Anlatırken gururlanıyordu. Kendi canından kanından biriymiş gibi övüyordu onu. Azmi ve başarısıyla örnek alınacak bir insan olduğunu söylüyordu. Sonra kaldığı yerden devam etti. Onun yaşadıklarını görmüş gibi, onun kaderine ortak olmuş gibi…

“Hasan okudu. Hasan büyük adam oldu. Önüne çıkan tüm engelleri aşıp liseyi, üniversiteyi bitirdi. Ne müdür amcasının yüzünü kara çıkardı ne de babasına mahcup oldu. Memleketinin büyük şehirlerine gitti. Büyük adamlar tanıdı. Bilgisini, görgüsünü arttırdı. Azmetmiş istediği yere gelmişti. Kendisine verilen emeklerin karşılığını vermek için büyük adam olarak döndü memleketine. Vilayete yerleşti. İş güç sahibi oldu. Çok para kazandı. Ama yüreği yaralıydı. Çünkü kendisinin geçtiği yollardan geçecek, geçmek isteyen yüzlerce, binlerce çocuk, genç vardı memleketinde.

Köyüne haber saldı.

“Çocuğunu okutmak isteyen yoksul hemşerilerim bana gelsinler, çocuklarının her türlü masrafını karşılayayım”, dedi.

Herkes sevindi buna. Biraz sıkılgan, biraz utanaraktan kapısını aşındırdılar Hasan’ın. Ama Hasan onları hiçbir zaman hor görmedi. Gönüllerini aldı. Ceplerine para koydu gönderdi.

Hasan, hemşerilerinin “Hasan Amcası” olmuştu. Derdi olan, sorunu olan, para sıkıntısı çeken kapısına geldi.

Hasan Amca bonkördü, Hasan Amca hayırseverdi. Gençler onun sayesinde üniversiteler bitirdi, iş güç, ev bark sahibi oldular. Hasan Amca memleketinde pek tanındı. Ondan söz edenler önce insanlığından, hayırseverliğinden bahsettiler. Saygıda kusur etmediler.

Hem sevdi hem sevildi Hasan Amca. Evlendi çocukları oldu. Onları da kendisi gibi yetiştirdi. Okuttu adam etti. Ama önce insan olmayı öğretti. Hasan Amca, dualarını kabul ettiği için Allah’a şükretti. Çok parası, malı mülkü olsa da böbürlenmedi. Başkalarına tepeden bakmadı. Ve o da her insan gibi yaşlandı, köşesine çekildi.”

Genç diş hekimi, Hasan’ın hikayesini bitirmişti. Anlatıklarına bakılırsa Hasan gerçekten eli öpülecek, saygıdeğer bir insan olarak yetişmiş, vatanına milletine hayırlı bir evlat olmuştu. Ancak diş hekiminin anlatacağı başka şeyler de vardı. Ara vermeden sürdürdü konuşmasını;

“Diş hekimliği fakültesini bitirip, diplomamı aldıktan sonra mecburi hizmete gittim. Ondan sonra ver elini askerlik. Onu da tamamladım. Artık gurbette kalmak istemiyordum. Evlenmiştim, çocuklarım olmuştu. Onların da geleceğini düşünmek zorundaydım. Ancak memlekete tayin için torpil gerekiyordu. Hem de Ankara’dan. Bana torpil yapacak hiç kimseyi tanımıyordum. Ama her ne olursa olsun tayinimi mutlaka memleketime çıkarmak istiyordum. Gözümü karartıp çıktım yola. İsteyenin bir yüzü demişler. Kapı kapı dolaşıp, rica minnet tayinimi yaptıracaktım. Gerekirse bakanların, milletvekillerinin odalarının önünde geceleyecek, müdürlerin kapısını aşındıracaktım ama tayinimi memlekete çıkartacaktım.

İstediğin yere tayin çıkartmak gerçekten zor işti. Bunu bizzat yaşayarak öğrendim. Yardımlarını istemek için yanlarına gittiğim birçok bakanı, milletvekilini yerinde bulamadım. Sır olmuşlardı. Bunun üzerine torpili falan boşverip, normal bir vatandaş gibi tayin istemeye karar verdim. Hiç olmazsa ‘başvurdum da yapmadılar diyebilirdim’. Tayin isteyeceğim müdüre açık açık derdimi anlatacak, ‘Gurbetlerde süründüğüm yeter. Artık memleketimde hizmet vermek istiyorum’ diyecektim.

Bu ruh haliyle odasına girdiğim müdürün masasının üzerine elimdeki evrakları bıraktım. Yüzüme bakmadan evrakları aldı, okudu, inceledi. Sonra hafif tebessüm ederek,

‘Demek hemşeriyiz’ dedi.

Müdürün ağzından çıkan ‘hemşeriyiz’ kelimesi içime buz gibi su serpmişti. Bu, tayinimin yüzde elli olması anlamına gelmekteydi.

Müdür samimi bir sesle masanın önündeki koltuğu gösterip, oturmamı istedi. Şaşırmıştım. Böyle bir yakınlık beklemiyordum.

Bana;

‘Soyadınıza bakılırsa Hasan Amca’yla akrabasınız’ galiba, dedi.

‘Evet’ dedim. Kendimi tanıttım. Ayağa kalkıp bu kez boynuma sarıldı, yanaklarımdan öptü. Gözlerinin yaşardığını fark ettim. Ben de duygulanmıştım. Hem kendine hem bana kahve söyledi. Kahveleri içerken sohbet edip, samimiyeti ilerlettik. Öğle yemeğini birlikte yememizi teklif etti ancak işim olduğunu söyleyerek,

‘Başka bir zamana inşallah’ dedim.

Müdürü karşıma Allah çıkarmıştı. Tayin işim olmuştu. Evrakların altına imzasını attı, ‘Hayırlı uğurlu olsun’ dedi, bana uzatırken.

Artık memleketimde çalışabilecektim. Tayin olayını bu kadar kolay hallettiğime inanamıyordum. Ama olmuştu. Yarım saat kadar müdürün yanında oturduktan sonra izin isteyip ayrıldım. Odadan çıkarken yine boynuma sarılıp yanaklarımdan öptü. ‘Hasan Amca’ya çok çok selam söyle, benim yerime iki ellerinden öp, saygı ve sevgilerimi götür’, dedi.

Evet, benimki öyle bir tesadüftü ki kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Tayin işini halletmekten çok böyle bir insanla karşılaşmaktan mutlu olmuştum. Çok duygulandım, Müdür, Hasan Amca’nın köyünden kendi parasıyla okuttuğu çocuklardan biriydi. Hasan Amca’ ya duyduğu minneti, şükranı gözleri dolarak anlattı. Onun sayesinde okuyup, makam sahibi olduğunu söyledi. Gururlanmıştım. Öyle bir insanın evladı olmaktan dolayı göğsüm kabarmıştı.

Çünkü, Hasan Amca, benim babamdı.”

 

 


Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR