Yapılan belli de ya yapılmayanlar
Ben yerel yönetimlerin başında bulunan bazı kişileri anlamakta zorlanıyorum. Yol yapsalar “ben yaptım”, kaldırıma taş döşeseler “ben döşedim”, caddeye asfalt dökseler “ben döktüm”, kanalizasyon şebekesi kursalar “ben kurdum…”
Bir de bunları yaptıkları yerlere koca koca fotoğraflarını koydururlar ki sormayın gitsin.
Şenlikler, festivaller, fuarlar düzenler, billboardlara sanatçılardan, yazarlardan daha büyük fotoğrafları asılır.
Sevgili yöneticiler yaptıklarınızı bu kadar övüne övüne anlatıyorsunuz da yapamadıklarınızı, yapmadığınızı neden söylemiyorsunuz.
Kırk yıllık gazetecilik hayatımda hiçbir belediye başkanıyla karşılaşmadım ki; “biz seçmenimize şu vaatlerde bulunmuştuk, şu şu sözleri vermiştik ama yapamadık. Kusura bakmasınlar” desin.
Bazıları bunu kıyısından köşesinden diyor ama onlar de “ya paramız yoktu”, ya da “engellendik” bahanesinin arkasına sığınıyor.
Aslında belediye başkanları her ne kadar seçimle gelen bir siyasetçi olsa da, seçildikten sonra bir memur statüsüne kavuşuyor ve devletten maaş alıyor.
Yani vatandaş, bu kişileri kendine hizmet etsin diye o göreve seçiyor, devlet de bunun karşılığını maddi olarak veriyor.
Yapılan yatırımlar, verilen hizmetler, kısacası bir belediye başkanının yönettiği kentin büyüklüğüne göre yüzlerce, binlerce kişilik personel kadrosuyla gerçekleştirdiği çalışmaların tamamı, vatandaşlardan alınan vergilerle, yine maaşları devlet tarafından ödenen çalışanlar tarafından yapılıyor.
Anlayacağınız çalışan da, çalıştıran da bunun karşılığını zaten devletten alıyor. Devlet de memuruna verdiği maaşı, vergi olarak milletten topluyor.
O zaman bilboardlardaki koca koca posterler de ne oluyor?
“Şunu yaptık, bunu yaptık” demenin manası ne?
Elbette ki yapacaksınız. Halk sizleri bunun için seçiyor. Devlet bunu yapmanız için size maaş veriyor. Yaparken de devletin, milletin parasını kullanıyorsunuz. Kimsenin cebinden beş kuruş harcadığı yok ki.
Seçilene kadar kapı kapı dolaşıp, “size şöyle hizmet vereceğiz”, “şu sorununuzu çözeceğiz”, “şu işinizi halledeceğiz” diyerek, bin bir vaatte bulunup, koltuğa oturduktan sonra da “şunu yaptık, bunu yaptık” diye övünmeye gerek var mı?
Bilboardlarda koca koca fotoğraflarınız olmazsa, kaldırım yapılan, asfalt dökülen yere fotoğraflı tabela koyup, “bunu biz yaptık” demezseniz, onu siz yapmış olmuyor musunuz?
Bence bu kadar övünmeye gerek yok. Halk neyi, kimin yaptığını biliyor.
Siz asıl neyi yapmadığınızı ya da yanlış ve bozuk yaptığınızı söyleyin, onlar da bilinsin.
Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.