Dolar 32,1815
Euro 34,7394
Altın 2.450,84
BİST 10.310,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 20°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
20°C
Az Bulutlu
Cts 21°C
Paz 17°C
Pts 18°C
Sal 19°C

YAŞADIĞINIZ SEVGİ GERÇEKTEN DE SEVGİ Mİ?

6 Ekim 2023 13:00
A+
A-

Sevgi nedir diye düşündünüz mü hiç? Sevgi hayatımızın merkezinde olmasına rağmen pek çok kimse bunu aklına bile getirmez.

Hepimizin iç dünyasında iki koca kategori vardır, birinin başlığında “sevdiklerim”, diğerinin başlığında ise “sevmediklerim” yazar.

Elmayı seviyorum, armudu seviyorum; tatlıyı seviyorum, ekşiyi sevmiyorum; kelebeği seviyorum, sineği sevmiyorum; kumralları seviyorum, esmerleri sevmiyorum; uzunları seviyorum, kısaları sevmiyorum; matematiği seviyorum, fiziği sevmiyorum; romanları seviyorum, şiirleri sevmiyorum; klasik müzik seviyorum, rock müzik sevmiyorum; beyazı seviyorum, siyahı sevmiyorum; tenisi seviyorum, futbolu sevmiyorum vs..Bu liste sonsuza kadar uzar gider.

Peki, nedir bu “sevmiyorum”lar? İşte bu namı diğer “nefret ediyorum”dur.

Yani hepimizin içinde iki kategori vardır: sevilenler ve nefret edilenler. Kısacası hepimizin içinde “nefret” vardır veya kırmızıçizgilerimiz, reddettiklerimiz, ittiklerimiz ve kabul etmediklerimiz.

Peki, hal böyleyken sevgi, gerçekten de sevgi midir? Sevgi her ne kadar tanımlanamayan bir olgu olsa da belirli betimlemeler vardır sevgiye dair. Gerçek sevgi için en güzel betimlemelerden biri yağmur betimlemesidir. Yağmur ayrım yapmaz, her yere yağar, taşlara da, dağlara da, denizlere de, çöplüklere de. Kısacası gerçek sevgi için nefret diye bir kategori olmaz, koşul olmaz, şart olmaz, hesap, kitap olmaz.

Amma ve lakin insanlık olarak içinde bulunduğumuz hale bakınca içimizde tonla nefret unsuru olduğunu görüyoruz. İğneden ipliğe her şey kategorize edilmiş haldedir. Sadece içimizde mevcut olan koşullar karşılanırsa, “sevgi” dediğimiz his ara sıra kendini ortaya koyar.

Peki, nefreti barındıran, koşulu, şartı olan, beklenti, hesap, kitap içeren ve bizim “sevgi” dediğimiz şey nedir, gerçekten de sevgi midir? O bir yansımadır ve sahte bir şeydir. O başlıkta olan bitenler egonun bir oyunudur. Tıpkı dolunayın göl yüzeyindeki yansımasının ayın gerçeği olmaması gibi, burada “sevgi” dediğimiz şey de bir yansımadır, geçicidir ve bozulmaya mahkûmdur.

Peki, söz konusu sevgi olduğunda ne yapmamız lazım ve nereden başlamak gerek?

Sevgi söz konusu olduğunda ilk adım kendinden başlamaktır. Kendini “gerçekten” sevmeyen birinin başka bir şeyi gerçekten sevmesi olası olmaz. Kendinize karşı tutumunuza şöyle bir göz atın.

Hata yaptığınızda, başarısız olduğunuzda, yetersiz olduğunuzda, eksik ya da kusurlu noktalarınız olduğunda, belki de görmek istediğiniz gibi bir görüntü aynada gözünüze çarpmadığında siz, sizi sevebiliyor musunuz? Siz size nasıl yaklaşıyorsunuz? Kendi kendinize sevginizi bahşetmek için pek çok ön koşul mu koyuyorsunuz? Bu koşullar karşılanmadığında da kendinizi kendi sevginizden mahrum mu ediyorsunuz? Göreceksiniz ki hikâye birebir budur.

Aslında size karşı en kaba, en anlayışsız, en hoşgörüsüz, en zarar verici kişinin aynada gördüğünüz kişi olduğunu fark ettiniz mi? Bir sorun, bir arıza, engel varsa onun sizin ta kendiniz olduğunu gördünüz mü? Ama gerçek budur. Düşmanı dışarda sanıyorsunuz ama o içerdedir lakin içerde olduğu için de görünmezdir.

Bedeni yoran, yanlış kullanan, ona iyi bakmayan, yıpratan zihindir ama zihni kullanan sizsiniz. Bir şeyi engelleyen, sabote eden, moral bozan, enerjiyi düşüren duygu, düşünceler ise, onlar da sizin üretiminizdir. Sizi suçlayan, yerden yere vuran, beğenmeyen, kaba davranan, küfreden zihin ise, o zihnin dümenini kullanan sizsiniz. Ne olup bitiyorsa içerde oluyor, dışarı yansıyor ve oradan geri yansıyor aslında.

Kısaca şunu görmek gerekiyor kimse kendini dahi sevmiyor kaldı ki başka bir şeyi sevebilsin. Kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek ve sevmekle işe koyulmamız gerek.

Peki, bu nasıl mümkün? Bir sürü olumsuzluklar var, beğenmediklerim var, şu var, bu var. Tüm bunlar varken kendimi nasıl sevebilirim? İlk bakışta tabii zor görünüyor. Ama her şeyin bir yolu vardır. Değişim ve tekâmül bilgeliği ve teknikleri hemen yardımımıza yetişiyor bu noktada. Bu bilgelik ve tekniklerle koşullanmalardan, beklentilerden, yanılgılardan, yargılardan, komplekslerden özgürleşip tamamen bambaşka bir gözle dünyaya bakmaya başlarsınız. İşte o gözler size şuan gördüklerinizi değil, daha önce hiç görmediğinizi gösterir. Nefretin gözü kapanır, bilgelik gözü açılır. Bilgeliğin gözünden görülenler ise tamamen bambaşkadır ve orada soruna, çirkinliğe yer yoktur. Nefret gözlüğünden kurtulmak için Dünya Değişim Akademisi’nde sunulan “Nefretten Özgürleşme Sanatı Değişim Programı” ile tanışabilirsiniz. Böylece nefret gözlüğünden ebediyen kurtulup, yaşamı bambaşka biri olarak yaşayabilirsiniz.

 

 

 


Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
20 Kasım 2023 13:22
13 Kasım 2023 10:04
30 Ekim 2023 15:00