Dolar 32,2167
Euro 34,7136
Altın 2.442,95
BİST 10.218,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 17°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
17°C
Az Bulutlu
Sal 17°C
Çar 18°C
Per 18°C
Cum 21°C

Zübüklerden biri çat kapı geldi

25 Ağustos 2023 09:29
A+
A-

Haber vermeden, “orada mısın?” diye sormaya bile gerek duymadan, çat kapı daldı içeriye.

Uzun üreden beri tanışıyorduk ancak samimiyetimiz yoktu. Aslında o, bana yakınlaşmak istiyordu ama ben yüz vermiyordum.

Çünkü “zübük” karakterli biriydi. Meslek gereği gelip gitmesine ses çıkarmıyordum. O da zaten biliyordu, arayınca “büroda yok” dedirteceğimi.

Siyasette bir koltuk kapma telaşı içinde olduğu her halinden belli olan bu tanıdık sima daha “nasılsın?” diye sormadan, direkt konuya girdi.

-Sence Hüseyin nasıl biri?

-Valla, orta yaşlı, yakışıklı, sempatik, kafası çalışan biri, bana göre…

-Orasını sormuyorum…

-Ya neresini soruyorsun?

-Siyasetçi olarak diyorum. Bu işi götürebilir mi sence?

-Hangi işi?

-Yahu hangi işi olacak? İlçe başkanlığını.

-Neden götüremesin ki? Şimdiye kadar nasıl götürmüşse, bundan sonra da öyle götürür. Bir adama, bir koltuk teslim ediliyorsa, onu, oraya layık görenlerin elbet vardır bir bildiği.

-“İyi” diyorsun yani…

-İyisine, kötüsüne ben karar veremem. Ben gazeteciyim. Yazmam gerekeni yazarım, gerisine karışmam. Siyaset başkalarının işi.

-Ama bana kalırsa o oraya layık değil. Ondan daha iyileri var.

-Olabilir… Siyaset aynı zamanda bir yarıştır. Daha iyileri varsa, onu da partisi değerlendirsin.

-Mehmet’i nasıl buluyorsun peki?

-Ne zaman telefonla arasam karşımda adam, ne zaman yanına gitsem yerinde, bu konuda hiçbir sorun yaşamıyorum.

-Bulacaksın elbet, sen gazetecisin ama ben, onu sormuyorum, siyasi niteliği açısından diyorum. Partiyi iyi temsil edebiliyor mu?

-Neden etmesin ki? İşini gayet iyi yapıyor. Bence çalışkan ve becerikli biri, imajı da düzgün.

-Hıııımmmm!.. Peki Veli için ne diyorsun?

-Hangi Veli?

-Yahu hangi Veli olacak, Belediye Başkanı…!

(Adama bak, sanki göbeğini kendisi kesmiş gibi “Veli” diyor, koskoca belediye başkanına)

-Hangi manada sordun? Anlayamadım…

-Hangi manada olacak, sence o koltuğa layık biri mi?

Haydaaa! Soruya bak, hizaya gel.

– Abi, layık ya da değil… Şimdi ben öyle de desem, böyle de desem doğru olmaz. Ben gazeteciyim. Gördüğüm yanlışları da, doğruları da yazarım. İyileri de, kötüleri de topluma gösteririm. Yorumu vatandaş yapsın. Seçim zamanı da gider, oyumu veririm. Ben siyasetçi değilim, gazeteciyim. Yani olayları gözler, insanları dinler, sonra da gerek duyarsam yazarım.

-Peki, Selim olayına nasıl bakıyorsun?

-Ne olayı? Selim başkan bir olaya mı karışmış?

-Birader sen, benimle kafa mı buluyorsun? Diyorum ki; bu adam çok yönlü çalışıyor, her partiden aday olabilir. İnsan birinde karar kılar yani…

(Adam sanki merkez karar verme organı gibi, kimin nasıl, nerede duracağına, kimin ne yapması gerektiğine kendisi karar veriyor ve bana da onaylatmaya çalışıyor)

-Neden kafa bulayım arkadaş? Ben, Selim başkanı severim. İyi, hoş adam. Halk tarafından da sayılıp, seviliyor. Bana göre buraya emek vermiş, değerli biri. Siyasi yolunu da kendi seçecek konumda biri… Ona “şöyle yap”, “böyle yap” demek nezaketsizlik olur.

Sustu…! Sonra bir başkasına geçti;

-Doktorlara ne diyorsun peki?

-Hangi doktorlar? Benim bildiğim çok doktor var.

-Siyasetin içindekileri soruyorum abi ya… Siyasi gelecekleri var mı sence?

-Olmaz olur mu? İkisi de adam gibi adam. Tuttuklarını koparan kişiler.

-Yahu sen de kimseye kötü demiyorsun. Yok mu bunların bir yanlışı, yamuğu?

-Sana bir şey diyeyim mi; asıl yamukluk kimde biliyor musun? Adam olmayıp da adam görünmeye çalışanlar da. Bir b.ktan anlamayıp da anladığını sananlarda. Sağda solda dolaşıp, ondan bundan topladığı bilgi kırıntılarını, başkalarına satarak, yaranmaya çalışanlarda. Kendi düşündüğünü, başkasına söyletme uğraşı vererek, ağzından laf almaya çalışan zübüklerde… Daha sayayım mı?

Sustu…!

Sonra “Hadi bana müsaade, zamanını aldım, kusura bakma”, dedi ve gitti.

Gidiş o gidiş, bir daha uzun süre yüzünü görmedim.


Trakya Demokrat Gazetesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR